Kayıtlar

Üvercinka, Cemal Süreya

Resim
Bak bende yalan yok vallahi billâhi Sen o kadar güzelsin ki artık o kadar olur. s. 14 Kötülüklerin büsbütün egemen olduğu namussuz bir çağ bu, biliyorsun. s. 22 Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye Laleli\'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor Bütün kara parçalarında Afrika dahil Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma Yatakta yatmayı bildiğin kadar Sayın Tanrıya kalsa seninle yatmak günah daha neler Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor Bütün kara parçaları için Afrika dahil Senin bir havan var beni asıl saran o Onunla daha bir değere biniyor soluk almak Sabahları acıktığı için haklı Gününü kazanıp kurtardı diye güzel Bir çok çiçek adları gibi güzel En tanı

Orlando, Virginia Woolf

Resim
Bir erkeği düşündüğü sürece, bir kadının düşünmesine kimse itiraz etmez. s. 8 Her şey şiddete dayalıydı. Çiçekler açar ve solardı. Güneş doğar ve batardı. Âşık sever ve giderdi. s. 29 Her şeyin sonu ölüm. s. 39 Bir göktaşı gibi parlayıp ardında toz bile bırakmamaktansa, hiç tanınmayıp ardında bir kemer, bir bağ evi, üzerinde şeftaliler olgunlaşan bir duvar bırakmak çok daha iyiydi. s. 81 İnsanın en büyük tutkusu, başkalarını kendi inandığı şeye inandırmaktır. Kendisinin değer verdiği bir şeye başkalarının hiç değer vermemesi kadar mutluluğunu kökünden sarsan, içini öfkeyle dolduran bir şey olamaz. s. 119 “Büyüyorum,” diye düşündü, mumunu eline alırken. “Hayallerimi kaybediyorum, belki de yenilerini edinirim” s. 139 Belki insan ancak göremediği şeylere tüm yüreğiyle inanır. s. 147 Üzerinde yürüdüğümüz dünya kavrulmuş kor halini alır. Bastığımız sönmemiş kireçtir ve alev alev parke taşları ayaklarımızı yakar. Gerçektir bizi mahveden. Hayat bir düştür. Uyanmak bizi öldürür. Düşlerimizi ça

Yaşama Uğraşı: Günlükler (1935-1950), Cesare Pavese

Resim
Dünyadaki korkunç şeylerin en çirkini bir ülküye bağlanma alışkanlığıdır. s. 58 İnsanın çocukluğu, derdini söylemekle ona çare bulmanın aynı şey olmadığını anlayınca biter. s. 73 Alınacak ders her zaman aynıdır: Kendini bırak, acıya dayanmayı öğren. s. 80 Aşık olmadığı zaman kolaydır insanın iyi olması. s. 113 Gizlice en korktuğumuz şey her zaman başımıza gelir. s. 123 Bir insanı küçük düşürmenin en korkunç yolu, onun acı çektiğine inanmamaktır. s. 149 Olgunluk, kendine yeten yalnızlıktır. s. 177 Sana bir şey öğretmeyen her türlü acı boşuna çekilmiş bir acıdır. s. 181 En büyük mutsuzluk yalnızlıktır. s. 189 Anladığıma göre ben yalnız kalmayı öğrendiğim zaman olgunlaştım, başkaları ise insanlarla birlikte olma gereği duydukları zaman. s. 215 Günleri değil anları hatırlarız. s. 240 Aşk stratejisi insan ancak aşık olmadığı zaman kullanılabilir. s. 253 Bir insan kendini kurtaramıyorsa onu hiç kimse kurtaramaz. s. 254 Bir şeyi yapabileceğimizi bilmek bize yetiyor, bu yüzden belki onu yapmak

Aşk İçin, Robert Creeley

Resim
  Kaygılar tırmanıyor. Kendiminkiler de kesinlikle herkesinki kadar. s. 21 Eğer başkaları için asla bir şey yapmazsan kendini kurtarırsın trajedisinden insan ilişkilerinin. s. 31 İnsanların hakkımda ne düşündüğünü öğrendiğimde bir şey beni yalnızlığımın içine çekiyor. s. 39 Eğer umut vermiyorsa cehennemin dibine kadar yolu var. Böyle yaşamak istemiyorum? Böyle, dedi erkek. Neredeydin? s. 98 Neden yaşanır ortasında bu kahrolası karmaşanın? s. 125 Gece bizim için bir mutluluktur, sanıyorum uykunun ve senin sunduğun sıcaklığın bana güven verdiği kendini sonunda özgürce adamanın. s. 169

Semerkant, Amin Maalouf

Resim
Şu cahillere bak, dünyaya egemen onlar. s. 16 Gerçek, iki yüzlüdür. İnsanlar da öyle. s. 55 İnsanların kim oldukları sade adlarından mı anlaşılır sanıyorsun? Bakışlarından, yürüyüşlerinden, konuşma biçimlerinden de anlaşılır. s. 68 Cennet de cehennem de senin içinde. s. 93 Soyunu sürdürmeyi reddetmesinin nedeni, varoluşun ona taşınamayacak kadar ağır bir yük olarak gözükmesiydi. “Ne mutlu dünyaya hiç gelmemiş olana” deyip dururdu. s. 103 Onca düş kırıklığı onca pişmanlık, başka türlü yaşamak istediğim onca şey! s. 117 Ölümle ittifak yapan hiçbir dava haklı olamaz. s. 122 İstediğin kadar şatafata gömül, insanlık halinin sefaletinden kurtulamazsın. s. 143 “Sevmeyi bilmiyorsan şayet, neye yarar güneşin doğması ve batması?” s. 157 Keyfi idareye bırakılmış bir ülkede insanın hayatını dürüstçe kazanamayacağını anladım. s. 194 Ben, şayet yazılmamışsa, hiçbir yaprağın ağacından kopmayacağına inanırım. s. 218 Öyle anlar vardır ki vereceğin her karar kötüdür. Kötüler arasında, sana en az pişman

Lady Susan, Jane Austen

Resim
Kibir ve aptallığın bir araya geldiği yerde izlenmeye değer bir rol yoktur. s. 14 Zaten birini sevmek istemiyorsan her zaman bahane bulabilirsin. s. 24 Küstah bir ruha boyun eğdirmekte, seni sevmeyeceğine baştan karar vermiş birine üstünlüğünü kabul ettirmekte tadına doyulmaz bir lezzet var. s. 33 Genç erkekler kararlarında genelde aceleci olurlar ve kararlarına tutunmakta da bir o kadar dengesizdirler. s. 63 Velhasıl, kişi yalan üstüne yalan söyleyince tutarlı olması imkansız oluyor. s. 68 İtham edilerek aşağılandıktan sonra iltifatlarla yumuşayan kadın da aptaldır. s. 86 Ne kadar küçük düşürücü bir cezanın mahkumu olduğumu ve derhal ve sonsuza kadar sizden ayrılmam gerektiğini anladım. s. 93 Sonu hayal kırıklığı olacak bir sevinci ne kadar az duyarsanız o kadar iyi. s. 99

Simyacı, Paulo Coelho

Resim
Bir düşü gerçekleştirme olasılığı yaşamı ilginçleştiriyor. s. 27 Bizi görmek istedikleri gibi değilsek canları sıkılır. s. 32 En kusursuz cinayet, yaşama sevincini öldürmektir. s. 53 Ve bütün dünyayı kucaklayamayacak kadar küçük biri olduğum için, sahip olduğum az bir şeyi her zaman korumaya çalışacağım. s. 56 Değeri bilinmeyen her lütuf felakete dönüşüyor. Artık hayattan bir şey beklemiyorum. s. 76 Her zaman şimdide yaşamayı başarabilirsen mutlu bir insan olursun. s. 106 İnsan sevince nesneler daha çok anlam kazanıyor. s. 122 - Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım? - Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın. Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o gene oradadır, göğsündedir; hayat ve dünya hakkında ne düşündüğünü sana tekrarlamayı sürdürecektir. - Bir hain olsa da mı? - İhanet, senin beklemediğin bir darbedir. Ama sen yüreğini dinleyecek olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. Çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın.