Kayıtlar

Şubat, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi Bağlardı, Ahmet Şerif İzgören

Resim
Bazı kitaplar vardır, sizinle konuşur. Okumaya başlayınca fark edersiniz. Arkadaşınız olurlar. Ara sıra, evde dolaşırken karşılaşır, sayfalarını koklar, karıştırırsınız. s. 13 Kendi hayatını yaşayamayan insanlar, çocuklarının hayatını yaşar. Süpermen Türk olsaydı pelerinini kesin anası bağladı. Bir de uçarken arkasından bağırır: Varınca çaldır oğlum. Bırak uçsun artık! s. 17 1950'lerin başı. Köylerde kahvehane yoktur, kütüphaneler kurulur. Sonra bu işlere siyaset karışır; Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi...Derken kütüphaneler kapanır, kahvehaneler açılır. s. 23 Dokunduğunuz her yere değer katabilirsiniz. s. 29 Anadolu'da "Emeksiz yemek olmaz " derler. s. 35 Allah aşkına aranızda bugün yaşadığımız sorunları bilmeyen var mı? Adım atıyor musunuz, atmıyor musunuz; tüm fark burada. s. 47 Siz de bazen başaramayabilirsiniz ama en azından örnek olursunuz. Bunun adı zaten başarmak. s. 48 Yeriz kuralları biz. Kırmızı ışık nedir trafikte? - Dur Yeşil? - Geç Sarı? - Hızlı

Eve Dönmenin Yolları, Alejandro Zambra

Resim
Okumak yüzünü kapamaktır. Yazmaksa yüzünü göstermek. s. 60 Sahneye çıkacakları anı sabırla bekleyen oyuncular olmak istiyoruz. Ama izleyiciler bir süre önce gitmiş. s. 66 Bir saniyeliğine, neden olduğunu bilmeksizin kendimi muazzam yalnız hissettim. s. 80 Çünkü her ne kadar bir yabancının hikayesini anlatmak istesek de eninde sonunda hep kendi hikayemizi anlatırız. s. 94 Öğrenmek için sormuyorduk, bir boşluğu doldurmak için soruyorduk. s. 102 Biraz önce denedim, kesinlikle bana küçük geliyor. Aynada kendime bakıyorum ve babaların kıyafetlerinin bize her zaman büyük gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama ona ihtiyacım olduğunu da düşünüyorum; bazen babamızın kıyafetlerini giymeye ve uzun uzun aynaya bakmaya ihtiyacımız olur. s. 124 Bu albümler bu işe yarıyor, diye düşünüyorum: bizi küçükken mutlu olduğumuza inandırmaya. s. 147 Ne zaman denize baksam boğulan mutlu bir insana dönüşüyorum. s. 174