Kambur, Şule Gürbüz
Sormaktan nefret ederim - kim neyi bilebilir ki? Ne sorarsanız sorun, herkesin hemen kendini düşünmesi ve kendini anlatmaya başlaması bu yüzdendir. S. 10 Biraz bir şeyler biliyorum tabii; ama anlatmaktan korkar oldum. Neyi anlatsam, onu kaybediyorum. S. 11 Unutamamak değil, unutmaktır acı olan. S. 12 Biraz gülümser gibi yapıyorum - eee, olgunluk numaraları. Yoksa, içim kan ağlıyor. S. 13 Çirkin insanlardan iğrendiğim kadar güzellerden de iğrenirim. Hatta diyebilirim ki, estetik kaygısındaki her şey iğrendirir beni. S. 17 Yeni birine kahveyi şekersiz içtiğinizi ezberletene kadar kaç şekerli kahve içeceksinizdir, kim bilir. Kırmamak için pek bir şey söylemeyecek, katlanacaksınız. Bir gün, dayanamayıp, yine sade kahve isteyip, onu sevdiğinizi söylediğinizde, "Hadi, hadi" diyecek, "seni tanıdığımdan beri şekerli içiyorsun." Kinlenecek, sırf bu yüzden kinlenecek - kolay kolay da içinizden atamayacaksınız. s. 18 Birisinin ölümüne üzülmek bile, o ki...