Kayıtlar

Mart, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ateş Yakmak, Jack London

Resim
... insan her konuda kendinden fazla emin olmamalıydı. S. 9 Beceriksizce ama büyük bir özenle besliyordu ateşi. Çünkü ateş, hayat demekti, sönmemeliydi. S. 16 Sonra hayatında tattığı en rahat, en huzur verici uykuya dalıp gitti. S. 21 Kibritler elini yaksa ne olurdu ki? Yanmış eller, ölü ellerden daha iyiydi. Hatta elsiz kalmak bile ölmekten iyiydi. S. 30 Ve “Asla tek başına yola çıkma!” artık onun için de kuzeyin ana kuralıydı. S. 31 “Hepsinden geriye bu söz kalacak: Yaşadılar ve attılar zarlarını. Oyundan çok şey kazanılacak, Ama yitireceğiz zarların en hasını.” S. 33 Ardından varoluşun şimdiye kadarki en korkunç trajedisi başladı: emekleyen hasta bir adamla topallayan hasta bir kurt, ıssızlığın ortasında ölmekte olan gövdelerini sürüklüyor ve birbirlerinin canını istiyorlardı. S. 53

Kitapların İlk Cümleleri -III

Resim
"- Eee, ne olacak şimdi ha? "Ben vardım, yani Alex, yanımda da üç kankam, yani Pete, Georgie ve Dim, ki Dim cidden epey budalaydı ve Korova Sütbarı'nda oturmuş akşam ne yapacağımıza karar veriyorduk, arsız karanlık, buz gibi kış piçlik yapıyordu, ama yağmur yoktu." Otomatik Portakal, Anthony Burgess "Ishmael deyin bana. Birkaç yıl önce -kaç yıl önce olduğu önemli değil paramın azaldığı ya da hiç kalmadığı bir sırada-, karada da beni ayrıca bağlayan bir şey olmadığı için, bir engine açılayım, bu dünyanın denizlerini şöyle bir göreyim dedim. Ben böyleyimdir; böyle bulurum sıkıntıdan kurtulmanın, uyuşan kanıma hız vermenin yolunu." Moby Dick, Herman Melville "Yakmak bir zevkti. Bazı şeylerin yitmesini, kararmasını ve değişmesini görmek özel bir zevk veriyordu. Avuçlarında, dev piton yılanını andıran bakır çinko alaşımı hortumla dünyaya zehirli gazyağı püskürtürken, kanının beyninde zonkladığını hissediyordu... Elleri, tar

Bildiğimiz Dünyanın Sonu, Erlend Loe

Resim
Doppler 'in devamı... İnsanlar bir şey isterler, sonra tam tersini isterler, ardından birazcık daha farklı bir şey isterler ve aslında ifade ettiklerinden başka bir şey istediklerini anlamadığında da sinirlenirler. S. 14 Gençlik. Ne kadar güzel bir masumiyet. S. 27 ... - bu aslında on dördüncü yüzyılda Ockhamlı William’ın ileri sürdüğü bir ilkedir: Bir olgu ya da olayın birkaç makul açıklaması varsa, en basit açıklama doğruya en yatkın olandır. S. 52 ... her şeyin anında söylenmesi gerekiyor, söylenmezse kemikleşiyor, başka şeylerin altında kalıp görünmez oluyor. S. 64 Doppler artık interneti kaldıramadığını fark etti. İnternetteki bilgi miktarı devasaydı. Dünyayı çok geniş bir elektronik ağla birbirine bağlamanın hastalıklı bir fikir olduğunu düşündü. S. 66 Ama bu dünyada pek çok şey tuhaf zaten. S. 77 Pek çok kere, hiç konuşmamak en iyisi, diye düşündü. “Konuşmak, önemi fazlaca abartılmış bir meziyet. İstemiyorsan konuşmazsın.” S. 79 Ama kitaplar raflar

Nasıl Ölünür, Emile Zola

Resim
Birbirlerini anlıyorlardı, ayrı ayrı yaşamışlardı ve ayrı ayrı ölmek istiyorlardı. S. 11   Geriye kalan ve onları bağışlamasını sağlayan tek şey sevgisiydi. S. 19 Para ölümü zehirlerse, ölümden bir tek öfke çıkar. Tabutların üzerinde insanlar dövüşür. S. 24 Ticaret işi böyledir: Kendinizi tedavi ettirmeye zaman bile bulamadan ölür gidersiniz. S. 26   … Karısı onu teselli edip, tavsiyelerde bulundu. Yalnız kalıp sıkılacak olursa tekrar evlenebilirdi; yalnız yaşı biraz geçkince bir kadın seçmeliydi, çünkü dul erkekleri seçen genç kızlar onlarla paraları için evlenirdi. S. 29 Ölünün huzurunda bütün kavgalar biter. S. 30 Sefalet yüzünden komodin boşalmıştı, ne kadar çamaşır varsa rehincideydi. Bir akşam masayla iki sandalyeyi de satmışlardı. Charlot yerde yatıyordu; ama hastalandığından beri yatağı ona vermişlerdi, orada da hiç rahat değildi çünkü şiltedeki yünden avuç avuç alıp iki yüz elli gramını dört-beş kuruşa bir eskici kadına götürmüşlerdi. S. 34   İkinci