Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yeşilin Kızı Anne, L. M. Montgomery

Resim
Yabancıların arasına karışmaktan ve konuşmak zorunda kalacağı yerlere gitmekten nefret ederdi. S. 9 “... Ağaçlar, insana arkadaşlık edemez. ... İrlandalıların dediği gibi, beden her şeye alışır, asılmaya bile.” S. 10 “İnsanın dünya üzerinde yaptığı her şeyde risk var.” S. 14 “Sizin çocuğunuz olup yanınızda yaşamak bana harika geliyor. Şimdiye kadar kimsenin çocuğu olmamıştım.” S. 19 “... Hayal kuracaksan zamanına değecek şeyler üretmelisin çünkü.” S. 20 “Tekerlerin tahtada çıkardığı sesi seviyorum. Dünya üzerinde sevecek bu kadar şeyin olması harika, değil mi?” S. 28 “Düş kurmanın en kötü yanı, durmak zorunda olduğunuz zamanın gelmesi. O zaman acı veriyor.” S. 41 Matthew konuşmadı. Marilla, kelimeleriyle nefesini boşa sarf ediyormuş gibi hissetti. Cevap vermeyen erkekten daha sinir bozucu bir şey olamazdı. Tabii bu sessiz kişi, bir kadın değilse... S. 45 Anne iç geçirdi. “İşte bir umudum daha söndü. ‘Tüm hayatım, gömülmüş umutlarla dolu mezarlık.’ Bu c

Kitapların İlk Cümleleri -V

Resim
"Neal ile Neal ile babamın ölümünün üzerinden fazla zaman geçmeden tanıştım... Aslında babamın ölümü ve her şeyin öldüğü yolundaki o berbat his ile doğrudan ilgili olması haricinde bahsetme zahmetine girmeyeceğim ağır bir hastalığı yeni atlatmıştım." Yolda, Jack Kerouac "Altı yaşındaydı ve altı yaşında ölecekti." Az, Hakan Günday "Molly Lane'in iki eski sevgilisi, krematoryumun önünde, şubat soğuğuna arkalarını dönmüş, bekliyorlardı. Söylenecek her şey daha önce söylenmişti ama yinelediler." Amsterdam'da Düello, Ian McEwan "1998 ilkbaharında Bluma Lennon, Soho'daki bir kitapçıdan Emily Dickinson'ın Şiirler 'inin eski bir baskısını aldı ve ilk köşe başında, tam da ikinci şiiri okumaya başladığında bir arabanın altında kaldı. Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir." Kâğıt Ev, Carlos Maria Dominguez "Tanrı adıyla da bilinen efendi, göze görülür her şeyleriyle kusursuz oldukları bel

Açlık, Knut Hamsun

Resim
Bahtımın hep kapalı oluşuna sebep neydi acaba? Yaşamak, başkaları kadar benim de hakkım değil miydi? S. 48 Uyuyamayacak olduktan sonra gözlerini kapalı tutmanın ne faydası var? S. 64  Açsak neler duymayız ki! S. 66 Ben hayvanları kafeste görmekten hiç hoşlanmam. Kendilerine bakıldığını bilir bu hayvanlar; onlara bakan yüzlerce gözü hisseder bu hayvanlar; dokunur bu onlara. Ben gözetlendiklerini bilmeyen hayvanlar isterim. Kendi inlerinde gezinen, uykulu yeşil gözlerle uzanıp pençelerini yalayan, düşünen ürkek hayvanlar. S. 93 ... başkalarından daha namuslu yaşamaya mecbur muydum sanki; sözleşmem mi vardı benim. S. 94 O gitti, ben kaldım; ardından baktım, sessizce ağladım. S. 116 Üfff çekingen insanlar ne zor! Onların yanında her şeyi bizim yapmamız, bizim söylememiz gerek. S. 119 İnsan fazla kibrinden dolayı ölebilirdi. S. 194 İnsan deli olmasa bile biraz duyarlı bir kalbe sahip olabilir, pekala. Öyleleri vardır ki ufak tefek şeyl

Heyecanlar Üzerine Bir Kuram Taslağı, Jean-Paul Sartre

Resim
Araştırmaları her şeyden önce olgulardan başlamalıdır. Bir olgunun ne olduğunu araştırırsak görürüz ki, olgu bir araştırma sırasında karşılaşmak zorunda kaldığımız şeyle tanımlanır ve önceki olgulara göre bir yenilik ve beklenmedik bir zenginlik olarak kendini gösterir. S. 8 Pierce varsayımı şöyle tanımlıyordu: “olayları önceden görmeye izin veren deney sonuçlarının toplamı.” Öyleyse insan kavramı, eldeki olguların birleştirilebilir bir toplamı olabilir ancak. S. 9 Oysa insan da dünya gibi kendine özgü bir varlık alanıdır. S. 11 Apaçık varolduğuna göre, heyecanın mümkün olup olmadığını araştırmak neye yarar? S. 11 ... zira her bilinç, varolma bilinci olduğu ölçüde vardır. S. 14 Ne olursa olsun fenomenoloji fenomenlerin incelenmesidir -olguların değil. Ve fenomen deyince, gerçekliği tamamen görünüş olup “kendini ifşa eden şey”i anlamak gerekir. S. 16 Heyecan insan gerçekliğine dışarıdan eklenmiş değildir. Bilakis heyecanını yüklenen insandır, dolayısıyla heyecan insan varo