Tütüncü Çırağı, Robert Seethaler
Tütün dükkânının çevresine küçük bir kalabalık toplanmıştı; Otto Trsnjek ve kasap ustası, kalabalığın ortasında her an hamle yapmaya hazır panayır güreşçileri gibi karşı karşıya duruyorlardı. “Ah, nihayet sen de kalkabildin demek!” diye bağırdı Franz’a tütün satıcısı. “Ne oluyor burada?” diye kekeledi Franz. “Gözlerini iyi aç ve bak!” Otto Trsnjek’in suratı kıpkırmızıydı, şakaklarında birkaç damar, mavimsi solucanlar misali kımıldıyordu. Koltuk değneklerinden birini öfkeden titreyen eliyle havaya kaldırdı ve tütün dükkânını işaret etti. Yaya kaldırımına ve dükkânın ön cephesine kızıl kahverengiye çalan bir sıvı sürülmüştü. Sanki birisi, kaldırım ve dükkâna birkaç kova boya ve çamur boca etmişti. Camekâna boyası henüz taze ve akmakta olan büyük harflerle: DEFOL GİT, YAHUDİ DOSTU! yazılmıştı. Ayrıca giriş kapısının yanındaki duvarda oval biçimli bir şey parlıyordu. Acemice ve belli ki, alelacele resmedilmişti. Fakat yine de dev bir insan poposuna benzeyen duvardaki bu şekil