Aşk Hikâyesi, Erich Segal


Ah, işte başlıyorduk. İşin lanet olası yeni yüzü.
"Seni en çok nesi rahatsız etti baba, Katolik olması mı fakir olması mı?"
Hafifçe bana doğru eğilip neredeyse fısıltıyla cevap verdi.
"Seni en çok nesi cezbetti?"
Kalkıp oradan ayrılmak istedim. Ona da söyledim. "Yerine otur ve bir erkek gibi konuş," dedi. Aksi takdirde ne olacaktım? Bir çocuk mu? Bir kız mı? Bir fare mi? Her neyse, oturdum.
Onunbununçocuğu orada kaldığım için muazzam derecede memnun oldu. Yani bunu, bana karşı kazandığı zaferlerden bir yenisi olarak gördüğünü söyleyebilirdim.
"Yalnızca bir süre beklemeni rica ediyorum," dedi III. Oliver Barrett.
"Lütfen 'bir süre'yi açıklar mısın?"
"Hukuk fakültesi'ni bitir. Eğer bu gerçek bir sevgiyse bu zaman sınavını geçecektir."
"Bu gerçek bir sevgi ama neden keyfi bir sınava sokmam gerektiğini anlamıyorum?"
Bence neyi ima ettiğim açıkça belliydi. Ona karşı çıkıyordum. Onun keyfi hareketlerine, hayatıma hükmedip kontrol etmeye çalışmasına karşı çıkıyordum.
"Oliver." Yeni bir raunt başlıyordu. "Sen küçük bir-"
"Küçük bir ne?"
Lanet olsun, sinirlenmeye başlıyordum.
"Daha yirmi bir yaşına girmedin. Kanunen bir yetişkin değilsin."
"Kanuni saçmalıkları boşver, lanet olsun."
Belki etrafta yemek yiyenlerden bazıları bu sözlerimi duymuş olabilirdi. Benim yüksek sesimi telafi etmek istercesine III. Oliver sonraki sözlerini keskin bir fısıltıyla söyledi:
"Onunla şimdi evlenirsen seni asla tanımam."
Birilerinin duyup duymadığı kimin umurundaydı?
"Baba, sen beni zaten tanımıyorsun."
Yürüyüp onun hayatından çıktım ve kendi hayatıma başladım.
s. 67-68


"Kafamda dolaşan dini düşünceler bunun tam tersiydi. Sabah uyanıp Jenny'nin orada olduğunu gördüğümde olduğu gibi. Hala orada olması. Çok üzgünüm, hatta utanarak söylüyorum ama şükredebileceğim bir Tanrı olmasını ümit ediyordum. Uyanıp Jenny'yi görmeme izin verdiği için."
s.127


"Uçurumdan düşmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun çaylak," dedi. "Lanet olası hayatında asla bir uçurumdan düşmedin." 
"Evet, düştüm," dedim, konuşma gücümü yeniden kazanarak:"Seninle tanıştığımda." 
"Evet" dedi ve yüzünden bir gülümseme geçti."Ah, o ne düşüştü bir bilsen." Bunu kim söylemişti?" 
"Bilmiyorum," diye cevap verdim. "Shakespeare mı?" 

s.143

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kinyas ve Kayra II, Hakan Günday

Yaşamak, Yu Hua

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali