Orlando, Virginia Woolf
Bir erkeği düşündüğü sürece, bir kadının düşünmesine kimse itiraz etmez. s. 8 Her şey şiddete dayalıydı. Çiçekler açar ve solardı. Güneş doğar ve batardı. Âşık sever ve giderdi. s. 29 Her şeyin sonu ölüm. s. 39 Bir göktaşı gibi parlayıp ardında toz bile bırakmamaktansa, hiç tanınmayıp ardında bir kemer, bir bağ evi, üzerinde şeftaliler olgunlaşan bir duvar bırakmak çok daha iyiydi. s. 81 İnsanın en büyük tutkusu, başkalarını kendi inandığı şeye inandırmaktır. Kendisinin değer verdiği bir şeye başkalarının hiç değer vermemesi kadar mutluluğunu kökünden sarsan, içini öfkeyle dolduran bir şey olamaz. s. 119 “Büyüyorum,” diye düşündü, mumunu eline alırken. “Hayallerimi kaybediyorum, belki de yenilerini edinirim” s. 139 Belki insan ancak göremediği şeylere tüm yüreğiyle inanır. s. 147 Üzerinde yürüdüğümüz dünya kavrulmuş kor halini alır. Bastığımız sönmemiş kireçtir ve alev alev parke taşları ayaklarımızı yakar. Gerçektir bizi mahveden. Hayat bir düştür. Uyanmak bizi öldürür. Düşlerimizi ça