Kayıtlar

Temmuz, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Okuma Üzerine, Marcel Proust

Resim
Bu çiçekli ve sapa yollarda zaman kaybetse de okuma adı verilen özgün psikolojik edim, zihinde yavaş yavaş yeniden yaratılacak. s. 18 Okuma, insanların en bilgesiyle bile olsa, bir konuşmaya indirgenemez; bir kitapla bir dost arasındaki asıl farklılık, bilgeliklerinin büyüklüğündeki farklılık; değil, onlarla iletişim kurma biçimidir; okuma, konuşmanın tersine, yalnızlığımızı sürdürürken, yani yalnızken sahip olunan ve konuşunca çabucak dağılan entelektüel güçten yararlanmaya devam ederek, esinlere açık olmaya ve zekânın kendi kendisi üzerindeki çalışmasını bütünüyle verimli kılmaya devam ederek, her birimizin önceden iletilmiş bir başka düşünceyi edinmesidir. s. 26 Bütün iyi kitapları okumak, bu kitapların yazarı olmuş geçmiş yüzyılların en değerli insanlarıyla konuşmak gibidir. s. 28 İyi bir kitap okuduktan sonra, yazarın bilgeliğinin bittiği yerde bizimkinin başladığını hissederiz. s. 34 Yeni doğana merhamet edin, çünkü sayısız kötülükle karşılaşacaktır. s. 46 Hiç kuşkusuz, dostluk,

Günlükler – 1946-1949, Max Frisch

Resim
Sürekli akan bir şerit üzerinde yaşıyoruz; kendi kendimizi telafi etmek ve bir anlığına hayatımızı düzeltmek umudu yok. s. 22 Yaşamları gerçek değil, umutsuz bir bekleyişten ibaret, asılmıyorlar yaşama; yaşam onların yakasına yapışmış bir hayalet gibi. s. 35 Önemli olan, sözcüklerin arasındaki ifade edilemeyen beyaz alandır. Sözcüklerin anlattığı, gerçek düşüncemizi dile getirmeyen önemsiz şeylerdir hep. s. 37 Aslında sadece ertelemek anlamına gelen, içinde yaşadığımız zamana karşı bahane anlamına gelen umuttan kurtulmak yeter. s. 60 İnsan, ışığa tutulmuş bir film makarası gibi, anıların tabedeceği bir film. s. 101 Çünkü insanın yaşayabileceği en yabancı şey, kendini dışardan seyretmek. s. 103 Tanık olduğumuz bir cürüm karşısında suskun kalmak, suç ortağı olmanın en yaygın şekli belki de. s. 120 Sen diye hitap ediyoruz birbirimize ve ertesi gün deniz kenarında uyanır gibi uyanıyorum. Elim, elinle dolu. s. 127 Gecenin renklerini ve güneşin saçıp savurduğu bütün ışığı sen tutuyo