Kayıtlar

Temmuz, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gecenin Sonuna Yolculuk, Louis-Ferdinand Céline

Resim
"İnsanlar o boktan anılarından, çektikleri sıkıntılardan bir türlü vazgeçmek istemezler ve ne yaparsanız yapın bunun dışına çıkmalarını sağlayamazsınız. Ruhlarını böyle oyalarlar. Bugün yaşadıkları haksızlıklardan intikam almak için geleceği bokla sıvamaya uğraşırlar kendi içlerinin derinliklerinde. Hem adil hem de ödlektirler aslında. Doğaları budur."  "Boşuna heveslenmemekte yarar var, insanların asında birbirlerine söyleyecekleri hiçbir şey yoktur, karşılıklı olarak yalnızca kendi acılarını anlatırlar, bu böyledir. Herkesin derdi kendine, dünyanınki de hepimize. İnsanlar o acılarından kurtulmaya çalışırlar çalışmasına, sevişme sırasında, onu ötekinin sırtına yıkarak, ama beceremezler tabii ve ne yaparlarsa yapsınlar, sonunda tüm acılarıyla baş başa kalırlar ve bir daha denerler, bir kez daha acılarını kakalamaya çalışırlar, “çok güzelsiniz, küçükhanım" derler. Ne ki yaşam onları yeniden yakalayıverir, aynı küçük numarayı bir kez daha deneyinceye kadar, &q

Kırmızı Pazartesi, Gabriel García Márquez

Resim
Mutluluğu tatmanın tek çaresi onu paylaşmaktır. "Ben hayatta oldukça sen o pınardan içemezsin." S: 15 "Bu kadar acımasız olma," demişti ona Santiago Nasar.  "Onu bir insan olarak düşünsene." S: 17 ...çünkü öyle bir konuşma tarzı vardı ki, bir şey söylemekten çok, gizlemeye yarıyor gibiydi. S: 30 Angela Vicario, dört kızın en güzeliydi, tarihteki büyük kraliçeler gibi göbek kordonu boynunun çevresine sarılı olarak doğduğunu anlatırdı annem. S: 34 ..., annesi tek bir sözle onu susturmuştu. "Aşk da öğrenilir." S: 37 Bizlerden daha sağlıklıydı; ama insan onun göğsünü dinleyince yüreğinin içinde fokurdayan gözyaşlarını duyabiliyordu. S: 39 “Üzgünüm Bayardo, ama siz gençler duygusal nedenleri anlayamazsınız. ” S: 40 Kapalı yerdeki çiçeklerin kokusunun ölümle yakın bir ilişkisinin olduğunu sık sık söylerdi bana. S: 45 "Artık korkmuyordum," dedi bana. "Tam tersine, sonunda ölümün a

Hep Vaat Hep Vaat, Adam Phillips

Resim
“İnsanın kendini anlaması klasik teselli biçimidir, kendinden kaçmasıysa romantik.” (s.9) “Psikanalizin duygusal ya da anlaşılması güç soyutlamalara değil, daha iyi cümlelere ihtiyacı vardır.” (s.17) “Bir insana şiir öğretebilirsiniz, ama şair olmayı öğretemezsiniz. Aynısı psikanaliz için de geçerlidir. Fakat kötü psikanalizin insanlara kötü şiirden daha fazla zararı dokunmaktadır.” (s.18) “Psikanalizin bir bilim olup olmadığının söylenmediği bugünlerde, bir sanat olduğunun söylenmesi belki de şaşırtıcı değildir. Bir konuşma tedavisi olarak, kullandığı araç çoğunlukla dil olduğu için de, benzerliğinin en açık olduğu sanatlar edebi sanatlardır. Güven veren analojiler kurmaya yönelik telaşlı çabalar konusunda edebiyat, bilimin ardından en ümit verici alandır.” (s.21) “Gerçek şair, sezgisel bir psikologdur.” Ella Sharpe “Derler ki iyi bir şair olmak insanı iyi bir psikolog, derin iç görüye sahip biri yapar, ama görünüşe göre iyi bir psikolog olmak insanı iyi bir şai

Otomatik Portakal, Anthony Burgess

Resim
Mükemmel sevgi korkuyu kovar. "Bugünlerde kitap okuyan birini görmek gerçekten göz yaşartıcı..." S: 11 “İyilik içten gelir. İyilik bir seçimdir. Bir insan seçemezse insanlıktan çıkar.” "Bu ne biçim dünya yahu?" S: 13 ''... zavallı çocuk, ne çileler çekmişsindir. Modern çağın bir kurbanısın...'' "Bu bir kitap," dedim. "Kitap yazıyorsun." Sesimi epey kalınlaştırdım. "Kitap yazanlara saygım sonsuz olmuştur hep." S: 19 "Dışarıdaki soğuğu yoksulluğu, açlığı umursamaksızın kahkahalar atıyorlar." S: 34 "... Büyük dobişko kapitalistler olma sevdası nereden çıktı durup dururken?" S: 46 Seni senden kurtarmak için çaba harcıyorum. S: 47 Yetişkinlerin savaştığı, bombalar attığı, birbirini kesip doğradığı, acımasızlığın kol gezdiği bir dünyada gençlerin yurtsever, dine bağlı, uslu terbiyeli olmaları söz konusu değildir. S: 50 Aynasızlar bu sefer uz

Hasretinden Prangalar Eskittim, Ahmed Arif

Resim
“Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamlardan, Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun cehennemin öbür adıdır. Üşüyorum, kapama gözlerini...” “Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.  Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,  Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...  Ve zehir - zıkkım cıgaram.  Gene bir cehennem var yastığımda,  Gel artık.” “Terk etmedi sevdan beni, Aç kaldım, susuz kaldım,  Hayın, karanlıktı gece, Can garip, can suskun, Can paramparça... Ve ellerim, kelepçede,  Tütünsüz, uykusuz kaldım,  Terk etmedi sevdan beni...” S:13  “Bilmezler nasıl aradık birbirimizi, Bilmezler nasıl sevdik, İki yitik hasret, İki parça can.” S:33    “Utanırım, Utanırım fukaralıktan, Ele, güne karşı çıplak... Üşür fidelerim, Harmanım kesat. Kardeşliğin, çalışmanın, Beraberliğin, Atom güllerinin katmer açtığı, Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,  Kalmışım bir başıma, Bir başı