Ana içeriğe atla

Otomatik Portakal, Anthony Burgess

Mükemmel sevgi korkuyu kovar.

"Bugünlerde kitap okuyan birini görmek gerçekten göz yaşartıcı..." S: 11


“İyilik içten gelir. İyilik bir seçimdir. Bir insan seçemezse insanlıktan çıkar.”


"Bu ne biçim dünya yahu?" S: 13


''... zavallı çocuk, ne çileler çekmişsindir. Modern çağın bir kurbanısın...''


"Bu bir kitap," dedim. "Kitap yazıyorsun." Sesimi epey kalınlaştırdım. "Kitap yazanlara saygım sonsuz olmuştur hep." S: 19


"Dışarıdaki soğuğu yoksulluğu, açlığı umursamaksızın kahkahalar atıyorlar." S: 34


"... Büyük dobişko kapitalistler olma sevdası nereden çıktı durup dururken?" S: 46


Seni senden kurtarmak için çaba harcıyorum. S: 47


Yetişkinlerin savaştığı, bombalar attığı, birbirini kesip doğradığı, acımasızlığın kol gezdiği bir dünyada gençlerin yurtsever, dine bağlı, uslu terbiyeli olmaları söz konusu değildir. S: 50


Aynasızlar bu sefer uzun uzun ifademi alıp imzalatmak isteyince, hepinizin canı cehenneme, siz iyiden yanaysanız ben iyi ki diğer tarafa aidim pislikler, diye düşündüm. S: 63


Belki de her şey yolunda gider, kim bilir? Tanrı'nın yöntemi gizemlidir. S: 84


"...veda etmek zorunda kaldım ve biraz üzüldüm, insan alıştığı bir yerden ayrılmak zorunda kalınca hep böyle olur zaten." S: 85


Hırsızlık şiddetin tezahürüdür. S: 94


İnsanlar genelde hastalıklarının "kafalarının içinde" olduğunu duymak istemezler. S: 98


Her insan sevdiği şeyi öldürür. S: 100


Sınırlamak her zaman güçtür. Dünya bir bütündür, hayat bir bütündür. En hoş ve harika eylemler biraz şiddet içerir... Örneğin sevişme eylemi, örneğin, müzik. S: 102


Tanrı'nın istediği iyilik mi yoksa iyiliği seçebilme şansına sahip olabilmek mi? Kötülüğü seçen biri gerçekte iyiliğe zorlanan birinden daha mı geçerli Tanrı'nın gözünde? S: 106


"Başkalarına acı çektirdin," dedi Joe. "Sen de acı çekeceksin tabii.” S: 121


"...Senin gibi iyi bir genci bir makine parçasına dönüştürmekle övünmek, ancak baskıcılığıyla böbürlenen bir hükümetin işi olabilir." S: 137


"Seni insanlıktan çıkarmışlar. Artık seçme şansın yok. Toplumun onayladığı eylemlerin dışına çıkamıyorsun, sadece iyilik yapabilen küçük bir makinesin." S: 137


Dünyaya cıyakladım: "Elveda, elveda, beni bitirdiniz, Tanrı sizi affetsin." S: 148


Sanki iyileşmek için kötüleşmem gerekmişti. S: 153


"Seçme hakkına sahip olmayan kişi kişiliğini yitirmiş demektir." S: 176


“Cidden korkunç, adi, şerefsiz bir dünya bu.”


“Anladığım kadarıyla dünyada kimseye güven olmuyordu, ey kardeşlerim.”


“İyiliğin sebebini aradıkları yok, öyleyse niye tersini merak ediyorlar ki?”


“Ağlamak istiyordum ve ölüm, her şeyin tek çözümüymüş gibi geliyordu.”


“Ama yaptıklarımı sevdiğim için yapıyorum.”


Acı doğru kelime değil, acıdan fazlası bekliyor bizi.



Bu blogdaki popüler yayınlar

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali

"... İnsanlara ne kadar muhtaç olursam, onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu..." S: 11 Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir! Niçin bunu anlamakta bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz? S: 38 Dünyada bana hiçbir şey bir insanın zorla gülmeye çalışması kadar acı gelmemiştir. S: 73 Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim. Bu hal gerçi birçok fırsatları kaçırmama sebep olurdu, fakat fazlasını isteyerek talihimi ürkütmekten her zaman çekinirdim. S: 73 "Hayatımda hiç bu kadar mesut olduğumu, içimin bu kadar genişlediğini hatır

Kinyas ve Kayra II, Hakan Günday

  Benim adım Kinyas. Gün ağrıyor. Başım ağrıyor. İsmimi kendime ben verdim. Bitmeyen bir öfke ve bitmeyen bir mutsuzluğun ifadesi. Bütün insanlara kızgınım. Yaşadıkları için. Hayattan midem bulanıyor... Ateşle oynarım. Yeterince benzin ve karşımda oturan adamın ceketinin iç cebindeki çakmakla dünyayı yakabilirim. Benim adım Neron. Geceleri, çaldığım arabalarla gezerim. Tokyo'da doğdum. İki zenciye üç gram kokain karşılığında bileklerimi kestirttim. Sabah uyandığımda okyanus beni yıkadı. Benim adım Steve McQueen. Bütün bildiklerimi kusarak hayatta kalıyorum. David Bowie'yi rüyamda gördüm. Sabah bir gözüm yoktu. Şiir yazdım. Tam üç tane. Birini rendeleyip makarna sosuma kattım. Diğerini yakıp küllerini kum saatine koydum. Biraz zaman kazandım böylece. Sonuncusunu ise şimdi yazdım. İşte geliyor: Sözlerimin sonunu duymadığın zaman.  Cümlelerimin sonunu duymadığın zaman.  Değiştiriyorum son kelimelerimi.  Değiştiriyorum sonumu.             Kendimi ölümsüz olarak gö

Kardeşini Doğurmak, Büşra Sanay

Çocuk çocuktur, masumdur, paktır. Çocukluğunu yaşamalıdır. Çekin kirli ellerinizi, düşüncelerinizi onların üzerinden. s. 9 “Biliyorum ki duyarlı insanların sayısı hiç de az değil ama yeterli de değil; daha fazlasına ihtiyaç var.” s. 18 Eski toplumlarda anne hamileyse ve bi­ri erkek biri kız, ikiz bebek doğurmuşsa öldürülüyorlardı; çünkü anne karnında cinsel ilişkiye girdikleri düşünülüyordu! s. 19 Çocuklar ölüyor üstat. İnsanlar ise her şeyi meşrulaştırıyorlar. s. 24 Benden gitmeyeceğine inandığım insanlar oldu. Çok yanıldım. Sen yanıldın mı böyle hiç? Sırtımı insanlara dayayamayacağımı öğretti insanlar bana. s. 25 Bu toplum tecavüz eden adamın tecavüz ettiği kadınla evlenip mutlu olduğuna inanan bir toplum. s. 32 Şiddetin seslerine tepkisiz kalan komşular müzik sesine tepki gösterirler. s. 35 “Toplumsal cinsiyet eşitliğinde sınıfta kalmış bir top­lumuz, hikâyemiz bu ve Türkiye’nin iyi bir TERAPİYE ihtiyacı var.” s. 37 Kendi evinin içindeki in­sana güvenmeyeceksin de kime güveneceksin