İlhan Berk, Mısırkalyoniğne
![Resim](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKb68wtH95QnEv_ljDS-ADSdu2YQUXVQdt35j8d9D0d8dXnK6SNxxk6sOmew4YNUxXK0t8ayn6uSfd7MhlyX5u2geYDeaVHvgb9EQgkyiZst9PTs4guD8udVxy0SgJ5ssnDPEWY5u91a44/s320/E994C94B-BCA7-4407-AA11-84FE41C9141A.jpeg)
İmgeler anlamı, sözcükler imgeyi anlatır. Bir anlamı gün ışığına çıkarmak için imgelerden daha iyi bir yol olamaz; aynı şekilde bir imgeyi gün ışığına çıkarmak için sözcüklerden daha iyi bir yol olamaz. Sözcükler, imgelerin yöresinde toplanmalıdır, o zaman imgeleri kurabilmek için doğru sözcükler meydana çıkar. İmgeler anlamın yöresinde toplanmalıdır, o zaman anlamın kurulması için doğru imgeler meydana çıkar. Anlam imgelerle aydınlanır, aynı şekilde imgeler de sözcüklerle. Şuraya varıyoruz: imgeleri aydınlığa çıkarmak için konuşan imgelere uzanır, bunun sonucu olarak ta sözcükleri unutur. Bir tavşan izini izliyene benzer bu; tavşanı yakalayınca, izi unutur. Ya da ağla balık avlıyan birine: balığı yakalayınca ağı unutur. (...) Anlamın anlaşılması, imgelerin kıyılması koşuluna bağlı, imgelerin anlaşılması da sözcüklerin kıyılması koşuluna! S. 9 Sizi gördüm denizin evinde. Akşamüstleri gibi güzeldiniz. S. 13 Sen geçiyordun, korkuncu, cinneti denemek istiyordum. Yanında arka pe