Bildiğimiz Dünyanın Sonu, Erlend Loe

Doppler'in devamı...

İnsanlar bir şey isterler, sonra tam tersini isterler, ardından birazcık daha farklı bir şey isterler ve aslında ifade ettiklerinden başka bir şey istediklerini anlamadığında da sinirlenirler. S. 14

Gençlik. Ne kadar güzel bir masumiyet. S. 27

... - bu aslında on dördüncü yüzyılda Ockhamlı William’ın ileri sürdüğü bir ilkedir: Bir olgu ya da olayın birkaç makul açıklaması varsa, en basit açıklama doğruya en yatkın olandır. S. 52

... her şeyin anında söylenmesi gerekiyor, söylenmezse kemikleşiyor, başka şeylerin altında kalıp görünmez oluyor. S. 64

Doppler artık interneti kaldıramadığını fark etti. İnternetteki bilgi miktarı devasaydı. Dünyayı çok geniş bir elektronik ağla birbirine bağlamanın hastalıklı bir fikir olduğunu düşündü. S. 66

Ama bu dünyada pek çok şey tuhaf zaten. S. 77

Pek çok kere, hiç konuşmamak en iyisi, diye düşündü. “Konuşmak, önemi fazlaca abartılmış bir meziyet. İstemiyorsan konuşmazsın.” S. 79

Ama kitaplar raflarda öylece, sadık biçimde gece gündüz bekliyorlardı, ölünceye kadar sahibinin mezarını terk etmeyen köpekler gibi. S. 82

Savaşın çok dinamik olduğunu düşünüyordu. Sürekli bir şeyler oluyordu. Manzara hep değişiyordu. İnsanlar köklerinden sökülüp koparılabiliyordu, biraz daha hayatta kalabilirlerse tabii. Hainlik, iki kere hainlik, üç kere hainlik, akıl almayacak kadar çok hainlik. S. 106

İnsan her zaman kadınları dinlemeli, neden söz ettiklerini biliyorlar. S. 117

Hazırlıksız olanın hayatta kalma şansı sıfır. S. 125

İnsanın sorunun bir parçası olduğunu görmemek için gösterdiği direnç muazzamdır. S. 138

... küçücük evinde yatıp kitabı okudu. Romanlara çok az vakit ayırmışım, diye düşündü. Şimdi hepsini okuyacaktı. S. 220

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kinyas ve Kayra II, Hakan Günday

Yaşamak, Yu Hua

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali