“…acımasız bir kişilik, yalın fırsatçılık ve şans, milyonların kaderini değiştirebilirdi…” s. 13
Aşık
olmak ve bunu söylemek bir özgürlüktü. s. 40
Kendisinin
hissettiği, hem acı hem de zevk veren ayrıksılığı bir başka kişinin de
hissedebileceği hiç aklına gelmiyordu. s. 49
İnsanın
bedeninin bazen duygularına dair yalan söylememesi ya da söyleyememesi utanç
verici. Görünüşü kurtarmak için kim kalbinin atışlarını yavaşlatabilmiş ya da
yüzünün kızarmasının önüne geçebilmiş ki? s. 55
Tarihimiz
ve doğamız bizi her zaman yok olmamızın düşünü kurmaya mahkûm etmez miydi? s.
73
Elindeki
pantolon ağır geliyor, gülünç görünüyordu, bir ucundan birleşmiş bu paralel
uzayan kumaş borular, son yüzyılın bu zorunlu modası. Onları giyerse toplum
içine, sorumluluklarına ve utancının gerçek derecesine geri dönecekmiş gibi
geliyordu. s. 81
Bir
hayatın bütün gidişi işte böyle değiştirilebilirdi — hiçbir şey yapmayarak. s.
101