Guermantes Tarafı, Marcel Proust (3)

Birtakım nesneleri, kişileri, başkalarından ayırt edip bir atmosfer yaratabilmeyi ancak hayal gücü ve inanç başarabilir. s. 30

Oysa şimdi, tıpkı uzaktan bakılınca lacivert taşından oluşmuş gibi görünen, ama yakınına gelince bütün nesnelerle aynı sıradan görüş alanına giren bir tepe gibi, bütün bunlar mutlakların dünyasından çıkmış, diğerlerine benzer şeyler haline gelmişti; s. 43

... samimiyetle dinlediğimiz takdirde, bizi en çok hayal kırıklığına uğratan eserler, gerçekten güzel olanlardır; çünkü fikirler koleksiyonumuzda, özel bir izlenime karşılık olabilecek bir fikir yoktur. s. 47

Bizler, bir dünyada hisseder, başka bir dünyada düşünür ve adlandırırız; iki dünya arasında bir uyuşma sağlayabilir, ama aradaki mesafeyi kapatamayız. s. 47

Hüzün, doğduğumdan beri her yeni odanın, yani her odanın yaydığı, solunması imkânsız bir koku gibiydi; yaşadığım odada ise, ben yoktum; düşüncem başka bir yerde kalır, yerine alışkanlığı gönderirdi. s. 77

Ama hatıralar, kederler, devirgendirler. Bazı günler o kadar uzaklaşırlar ki, kendilerini zor görür, gittiklerini zannederiz. O zaman başka şeylere dikkat ederiz. s. 91

Düşüncesi neyse insan odur; düşünce sayısı insan sayısından çok daha az olduğu için de, aynı düşünceyi paylaşan bütün insanlar benzerdir. s. 100

Hatıralarımız, kederlerimiz, kendilerini hiç fark edemeyeceğimiz ölçüde bizi terk edebildikleri gibi, geri de dönerler ve bazen uzun süre kalırlar. s. 113

Alışkanlık, insanda yeşeren bitkiler arasında yaşamak için besleyici toprağa en az ihtiyaç göstereni ve görünürde en ıssız kayanın üstünde ilk ortaya çıkanı olduğu için, belki küslüğü başlangıçta yalandan sürdürerek sonunda gerçekten alışkanlık haline getirebilirdi. s. 116

İşin doğrusu şu ki ben bu dünyaya ait değilim; kendimi sürgünde hissediyorum burada; beni burada tutmak, başka bir âleme kaçmamı önlemek için yerçekimi yasasının bütün gücüyle uğraşması gerekiyor. s. 147

Sürekli olarak hayatımızı şekillendirmek için uğraşırız, ama ister istemez, olmaktan hoşlanacağımız insanın değil, olduğumuz insanın hatlarını bir resim gibi kopya ederiz. s. 179

Hissettiklerimizi daima gizlemeye kararlı olduğumuz için, ne şekilde ifade edeceğimizi hiç düşünmeyiz. Ansızın içimizdeki iğrenç, yabancı bir yaratık sesini yükseltir; bu sesin bazen öyle bir tonu vardır ki, kusurumuzun veya kötü alışkanlığımızın bu iradedışı, imalı ve neredeyse karşı konulmaz itirafını duyan kişiyi, kimin işlediğini bilmediği bir cinayeti itiraf etmekten kendini alamayan bir caninin ani, dolaylı ve tuhaf açıklaması kadar korkutabilir. s. 194

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kinyas ve Kayra II, Hakan Günday

Yaşamak, Yu Hua

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali