Sofie'nin Dünyası, Jostein Gaarder
Kierkegaard için kaygı neredeyse olumlu bir şeydir. Kişinin bir varoluşsal durumda bulunduğunu gösterir. Bu kişi daha yüksek bir aşamaya sıçrama yapıp yapmayacağına kendi karar verebilecektir. s. 21
Filozoflardan ve düşüncelerinden söz ederken hep erkekleri kastettim aslında. Çünkü felsefe tarihi de erkeklerin damgasını taşıyor. Bunun nedeni de, kadının hem kadın hem de düşünen bir varlık olarak insanlık tarihi boyunca hep ezilmiş, baskı altında tutulmuş olması. Kötü bir şey bu, çünkü birçok önemli deneyimin yitip gitmesine neden oluyor. Ancak bizim yüzyılımızda kadınlar felsefe tarihine tam anlamıyla adım atabildi. s. 39
Eğer filozofun kastettiği, bu dünyadaki her şeyi bilemeyeceğinin farkında olan bir kişinin, aslında az şey bildiği halde çok bildiğini sanan birinden daha akıllı olduğuysa, bu görüşe katılmak için çok düşünüp taşınmak gerekmezdi. s. 71
Sokrates'in bir gün pazarda bir tezgahın önünde durup şöyle dediği anlatılır: "Ne kadar da çok şey var hiç mi hiç işime yaramayan!" s. 148
Kierkegaard için kaygı neredeyse olumlu bir şeydir. Kişinin bir varoluşsal durumda bulunduğunu gösterir. Bu kişi daha yüksek bir aşamaya sıçrama yapıp yapmayacağına kendi karar verebilecektir. s. 210
Barok dönemin tipik bir sloganı vardı: "Carpe diem" yani gününü gün et! Yine çok söylenen bir başka Latince söz de şuydu: "Memento mori" bunun anlamı da öleceğini unutma! s. 257
Kierkegaard için kaygı neredeyse olumlu bir şeydir. Kişinin bir varoluşsal durumda bulunduğunu gösterir. Bu kişi daha yüksek bir aşamaya sıçrama yapıp yapmayacağına kendi karar verebilecektir. s. 277
Saatlerimiz hep aynı zamanı göstermiyor. s. 346
Adalet birbirinin eşiti olan insanlar arasında geçerlidir. s. 453
Kadın kendini geri kazanmalı, kimliğini erkeğin kimliğine bağımlı kılmaktan vazgeçmeli. Çünkü kadını baskı altında tutan yalnızca erkek değildir, yaşamının sorumluluğunu ele almayan kadın kendi kendine de baskı uygular. s. 517
Bir şey ne kadar büyürse, onu kendimize saklamak da o derece zorlaşır. s. 166