Ana içeriğe atla

Yalnız Kadınlar Arasında, Cesare Pavese

Sadece kadınlar birtakım fedakârlıklarda bulunuyor. s. 13

İnsan, giyinip kuşanmak için para kazanan tek hayvan. s. 18

Acı çekmek ve yoktan var olmak her zaman şart mı? s. 18

Başkasını kendimizden çok sevemeyiz. Kendini kurtarmayanı kimse kurtarmaz. s. 21

Şiirsel sözler boşlukta yankılanmalı. s. 24

Yaşlılardan korkuyorsanız, yaşamaktan korkuyorsunuz demektir. s. 25

Sevişen kişi maskesini çıkarır. Çıplak kalır. s. 27

"Ona göre, ancak kim olduğumuzu bilirsek başkalarıyla kaynaşabilirdik. "Buradakiler artık ne kim olduklarını biliyorlar, ne de ne istediklerini," dedi. "Eğlenmeyi bile beceremiyorlar. Tartışmayı bilmiyorlar, bağırıyorlar. Yaşlıların kusurlarına sahipler, ama yaşlıların deneyiminden yoksunlar..." s. 37

Mesele şu ki bir kadın çocuk yapınca, artık kendisi olmaz. Birçok şeyi kabul etmesi gerekir, evet demesi gerekir. Peki, evet demeye değer mi? s. 40

"Gözlerinin içine bakmak yeter,” dedi. “Gözlerde her şey vardır.” s. 60

Bütün kapılar, yataklar, pencereler, gece uyuyan insanlar hepsi aynı. s. 68

Hepimiz çalışmayacak duruma gelmek için çalışıyorduk, ama biri çalışmayacak olursa kızıyorduk ona. s. 75

Yalnız kalmak istiyordu, kalabalıktan kaçmak istiyordu; oysa o çevrede yalnız kalınamazdı, yalnız kalabilmenin tek yolu varlığını ortadan kaldırmaktı. s. 100

Dünya kadar kadın ölüyordu. s. 114

Kimi şeyler onlarsız yaşamayı becerdiğinizde elde edilebiliyordu. s. 118

İnsanların bedenlerini yıkamaya yetecek su yoktur.. Kirli olan yaşamdır. s. 119

Başkalarını boş verir, onlardan uzak durursak yaşamak da kolaylaşır. s. 138

Artık genç değildim ve bir erkeğin -en iyisi­nin bile- değerinin ne olduğunu biliyordum.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali

"... İnsanlara ne kadar muhtaç olursam, onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu..." S: 11 Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir! Niçin bunu anlamakta bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz? S: 38 Dünyada bana hiçbir şey bir insanın zorla gülmeye çalışması kadar acı gelmemiştir. S: 73 Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim. Bu hal gerçi birçok fırsatları kaçırmama sebep olurdu, fakat fazlasını isteyerek talihimi ürkütmekten her zaman çekinirdim. S: 73 "Hayatımda hiç bu kadar mesut olduğumu, içimin bu kadar genişlediğini hatır

Kinyas ve Kayra II, Hakan Günday

  Benim adım Kinyas. Gün ağrıyor. Başım ağrıyor. İsmimi kendime ben verdim. Bitmeyen bir öfke ve bitmeyen bir mutsuzluğun ifadesi. Bütün insanlara kızgınım. Yaşadıkları için. Hayattan midem bulanıyor... Ateşle oynarım. Yeterince benzin ve karşımda oturan adamın ceketinin iç cebindeki çakmakla dünyayı yakabilirim. Benim adım Neron. Geceleri, çaldığım arabalarla gezerim. Tokyo'da doğdum. İki zenciye üç gram kokain karşılığında bileklerimi kestirttim. Sabah uyandığımda okyanus beni yıkadı. Benim adım Steve McQueen. Bütün bildiklerimi kusarak hayatta kalıyorum. David Bowie'yi rüyamda gördüm. Sabah bir gözüm yoktu. Şiir yazdım. Tam üç tane. Birini rendeleyip makarna sosuma kattım. Diğerini yakıp küllerini kum saatine koydum. Biraz zaman kazandım böylece. Sonuncusunu ise şimdi yazdım. İşte geliyor: Sözlerimin sonunu duymadığın zaman.  Cümlelerimin sonunu duymadığın zaman.  Değiştiriyorum son kelimelerimi.  Değiştiriyorum sonumu.             Kendimi ölümsüz olarak gö

Duygular Sözlüğü, Tiffany Watt Smith

“Bulutlara bakın, bir duygunun her şeyin rengini bir anlığına değiştirdiğini görebilirsiniz, birden gökyüzü kendini yeniliyor ve o renk kayboluyor. Kendi duygusal hava durumumuzu tanımak ve isimlendirmek en az bunun kadar garip bir iş.” s. 14 “Bazı duygular gerçekten dünyayı tek bir renge boyayabiliyor, araba kaydığında hissedilen dehşet ya da aşık olmanın getirdiği öfori mesela. Bazı duyguları ise bulutlar gibi, yakalaması epey zor.” s. 14 “Bazen duygular bize değil de biz duygulara aitmişiz gibi geliyor.” s. 15 “Duygulara öncelikle ve esas olarak birer biyolojik gerçekmiş gibi yaklaşmak bir duygunun gerçekte ne olduğunun yanlış anlaşılmasına yol açıyor.” s. 15 “Duyguların bastırılabilir ya da birikip dışa vurulabilir şeyler olduğunu Freud’un çalışmaları üzerinden düşünebilmeye başladık. Özellikle de çocukluk korkuları ya da   arzuları olmak üzere bazı duygular da zihinlerimizin en derinlerine çöküp saklanabiliyor ve ancak yıllar sonra rüyalarda ya da karşı koyulmayan istekler