Rappacci'nin Kızı, Nathaniel Hawthorne
Uyanık mıyım gerçekten? Aklım başımda mı?” diye mırıldandı. “Nedir bu yaratık? Ona güzel mi demeli? Yoksa tarif edilemeyecek kadar korkunç mu? s. 24
Çehresindeki kırışıklıkların yapay gülüşüne izin vermediği bu solgun yüze baktı, ama sanki onu görmüyor gibiydi. s. 29
Olanaksızlıklar ortadan kalkıp da düşlerin puslu özleri elle tutulur bir gerçekliğe dönüştüğünde keyiften ya da acıdan çıldıracağımız yerde kendimizi sakin ve hatta pek soğukkanlı halde bulmamız sıklıkla rastlanan bir şey değil midir? Kader bizi böylesine şaşkınlıklara uğratmaya bayılır. s. 30
"Hayatımda ilk kez," diye mırıldandı, "...seni unuttum!" s. 34
Ah ne inatçıdır aşk. Sisler, puslar arasında kaybolup gitmeye mahkûm olduğu an gelip çatıncaya kadar nasıl da ayak direr, inadından vazgeçmeden. s. 35
Aşkı zehirliymiş, vuslatı ise ölüm demekmiş. Harika bir hikaye, değil mi? s. 40
Ah, senden o sözleri duyduktan sonra ölüm nedir ki? s. 47
Elveda Giovanni! Nefret dolu sözlerin yüreğime kurşun gibi işledi ama onlar da ben göçüp gidince kaydolacaklar! Ah! Ta baştan beri senin içindeki zehir benimkinden fazla değil miydi? s. 49
Birbirlerine zalim davranırlarsa onlara hoş davranacak başka kim kalıyordu? s. 49