Psikanalizin Dört Temel Kavramı, Jacques Lacan

Siyasetin pazarlıktan ibaret olduğunu herkes bilir; siyasette yurttaş denen aynı öznelerin yüz binlercesi toptan, paketler halinde takas edilir s. 11

Histeriğin bütün belirtilerini iyileştirmenin en iyi yolu onun histerik arzusunu doyurmaktır; ki histerik kadına göre bu, arzusunu doyurulmamış bir arzu olarak gözlerimizin önüne sermektir, ama bu onun arzusunu neden sadece doyurulmamış bir arzu olarak sürdürebildiği sorusunu tamamen alanın dışında bırakır. Böylece histeri bizi analizdeki belli bir ilk günahın izini sürmeye iter. Mutlaka bir ilk günah olmalıdır. Belki de aslolan bir tek Freud'un kendi arzusudur, yani Freud'da bir şeyin hiç analiz edilmemiş olmasıdır. s. 18

Bilinçdışı daima öznedeki bir kesintiye bir bocalama gibi kendini gösterir. s. 34

Haz, insan kapasitesi dahilindeki deneyimlerin nerelere kadar uzanabileceğinin sınırını çizer -haz ilkesi homeostaz ilkesidir. Arzu ise çeperini, sabitlenmiş ilişkisini, sınırını kendi bulur ve bu sınırla bağlantısı sayesinde, haz ilkesinin dayattığı eşiği aşıp bir arzu olarak ortaya çıkar. Geleneksel psikoloji çerçevesinde, insan arzusunun sonsuz, gem vurulamaz niteliğinden bahsetsek de -ve buna bilmem hangi ilahi pabucun damgasını vurduğunu düşünsek de- analiz deneyiminin ifade etmemize izin verdiği şey, aslında arzunun işlevinin sınırlı olduğudur. Arzu, insan kapasitesi dahilindeki başka tüm noktalardan çok daha fazla bir yerde gelip sınıra dayanır. s. 37

Kaygıya bir yön vermek gerekir ve içinde boğulmamak için tabiri caizse-dozunu ayarlamak gerekir. s. 47

Gerçek hep aynı yere geri gelen şeydir. s. 48

Hayat bir rüyadır. s. 59

Tanrı bilinçdışıdır. s. 59

Hiçbir şey temsili olarak, yokluğunda, gıyabında idrak edilemez. s. 60

Hiçbir zaman seni gördüğüm yerden bakmıyorsun bana. s. 99

Dinleme sanatı en az iyi söyleme sanatı kadar değerlidir. s. 131

Ötekini, onda bizi tamamlayabilecek şeyin bulunduğuna ikna etmeye çalışırken, bir taraftan da kendimizde tam olarak neyin eksik olduğunu görmezden gelmeye devam edebilmeyi sağlama bağlarız. s. 142

Bilinçdışında öyle bir bilgi vardır ki tamamlanması, kapanması kesinlikle tasavvur edilemez. s. 143

Bilinçdışı, sözün özne üzerindeki etkileridir, sözün etkilerinin gelişimi içerisinde öznenin belirlendiği boyuttur; bu gelişimin sonunda bilinçdışı, bir dil gibi yapılanır. Bu istikamet, bilinçdışını kavrayışımızın, öznenin kuruluşu dışında kalan her tür gerçeklik hedefine yönelmesini engelleyen bir istikamettir. s. 157

Cinsellikten arınmış bir libidodan bahsetmek bana çok zor görünüyor. s. 163

Bizim bilimimiz Tanrı'yla alakası olmayan bir bilim. s. 240

Arzu nesnesi arzunun nedenidir, arzunun nedeni olan bu nesne ise dürtünün nesnesidir - yani, dürtünün etrafında döndüğü nesne. s. 257

Aydınlanma Çağı'nın insanı, ki aynı zamanda haz insanıdır, dini özünde bir sahtekârlık olarak sorgulamıştır. s. 278

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kinyas ve Kayra II, Hakan Günday

Yaşamak, Yu Hua

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali