Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987), Nilgün Marmara
Perdeler çekilidir bakışına belleğin çok öncelerden beri, büyüyen ağaçlarına özgür çocukların, vurur baltasını sinsi körlüğüyle tarih! s. 26
Ve biri kalabilir, aşkın yürekte,
bilinmeyen gezegenlerin dokusunda saklanan cesaretin birikimini saymak için.
s. 32
Bir dönüştü tekrarlanan, Ruhlanan
bardaklarda şarap tadardık, Unutanlardandan değil hatırlayanlardandık. s. 34
Söylerim elbet tarihimin bin bir
parçasını Ağlarım okyanus derinliğince, Bozgunumu içleştirsem ve bağlansam
tutkuyla, Yanan boğazlara karışarak Hangi halkayla bağlardım bulanık taşları
saydamlığa? s 38
Uzak sevincim ey! Kırık dökük
ülkenin seçkin çiçeği! s. 54
Kime, kime gönderiyor incelen
yapraklarını yüzün, kavisin beyaz yanağıyla? s. 58
Dünyamsın benim, zorbam, düzenim,
Bundan gözlerim göğe çevrili, ellerim denizde. Hiç katılmadan sende yaşıyorum,
dirimimsin benim, doğarken öldüğüm. s. 77
Kuramadığım güzelliklerin sessiz
görünümü, ulaşılmayanın boyun eğen yansısı, Sevda ile seslenir sizlere! s.
81
Bitsin demiş, ben çirkinim hoşça
kal! s. 83
Kuşlar artık bu kızın kulağına
küpedir. s. 95
Onun bedeni bir kule. İçinde çok
basamak, karanlık ve nemli. Güldürerek çıkarır merdivenlerden, Ağlatarak
indirir aşağı! s. 147
Ben babamın yuvarladığı çığın
altında kaldım. s. 161
Ey, iki adımlık yerküre Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben! s. 164