Değirmen, Sabahattin Ali
İnsan evvela kendi kendisinden utanır gibi olur ama, bilir misin,
bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı
dedikleri şey, ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile
yaptığı iş için kâfi mazeretler tedarik etmiştir. S.14
“Sen sevgiline ne verebilirsin sanki?
Kalbini mi? Pekala ikincisine? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o? Atma be
adaşım, kaç tane kalbin var senin? Hem biliyor musun, bu aptalca bir laftır:
kalbin olduğu yerde duruyor ve sen onu filana veya falana veriyorsun. Göğsünü
yararak o eti oradan çıkarır ve sevgilinin önüne atarsan o zaman kalbini vermiş
olursun. Siz sevemezsiniz adaşım.” S. 14
Başkalarına benzemeyenlere antika derler.
S.38
Hiç ayrılmayalım, olmaz mı? S. 40
Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegâne
tesellidir. S.65
Halbuki en çok okuduğum bir kitabın, en
çok okuduğum bir satırı bile bana bazen başka şeyler söyleyebilir. S. 65
Bu kadar alıştıktan, onu bu kadar
tanıdıktan, kendime bu kadar yakın bulduktan sonra ondan nasıl ayrılabilirdim?
S. 111
Kuvvetli bir kafanın sevince
çeviremeyeceği ızdırap yoktur. S.121
Müthiş surette yalnız kaldığımı hissettim.
Ah... Bilhassa bu kadar kalabalığın içinde yalnızlık ne acı oluyor. S. 145