Olağanüstü Bir Gece, Stefan Zweig
"Aslında yazmak, bir anlamda, zihnimi sürekli meşgul eden,
içimde sancılı bir huzursuzluğa neden olan bir olayla sonunda hesaplaşmak, onun
üzerine sünger çekmek, onu yerli yerine oturtmak, benden önde tutmak ve her
açıdan kapatmak için giriştiğim bir çabaydı." S. 6
Yakınımda olan şeylerle bile aramda
camdan bir duvar vardı ve kendi irademle onu yıkacak gücü bulamıyordum. S. 10
Birisi üzerime aniden bir tabanca çevirse
yüreğim etrafımdaki bunca insanın yüreğinin bir avuç para için attığı kadar
atmazdı. S. 14
İnsanlar bana sırt çevirdi, hayatıma
kadınlar girdi çıktı ama tüm bunlar karşısında hissettiklerim, pencereye vuran
yağmur damlalarını izleyen birinin hissettiklerinden farksızdı. S. 17
"Eğer nasıl biri olduğumu
bilseydiniz, şu anda beni selamlarken yüzünüzde gördüğüm o tatlı, dostane
gülümse kim bilir nasıl donup kalırdı dudaklarınızın kıyısında!" S. 37
...ilk kez bu dünyaya ait birisi için var
olduğumu hissediyordum. S. 57
İnsanın kendini açması yeterliydi,
insandan insana canlı bir akış başlıyordu hemen. S. 63
Ait olduğum kesimin normlarını ve
kalıplarını boş bulduğum için (...) onur, suç, günah gibi kavramlar bir anda
soğuk, metalsi bir tını kazandı. S. 67
Kendi kendimi anlamaya başladığımdan beri
diğer pek çok şeyi de anlıyorum: Açlıkla bir vitrini seyreden birinin bakışları
beni kahreder, bir köpeğin neşeyle sıçrayışı büyüleyebilir. S. 68
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu
yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı
anlamış olan bütün insanları anlar. S. 69
Bir kez kendini bulmuş olan bir kişinin bu
yeryüzünde yitirecek hiç bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki
insanı anlamış olan kişi, bütün insanları anlayabilir. S. 88
Yıllardır yokluğunu hissettiğim şeyi şimdi
ele geçirmiştim. Birisi beni arıyordu, sorar gibi yüzüme bakıyordu. Dünyamda
ilk kez birisi için hayattaydım. S. 123