Çavdar Tarlasında Çocuklar, J. D. Salinger
"Ayrılışlarım acıklı, hatta kötü olabilir, ama bir yerden
artık ayrılıyorsam bunu anlamak istiyorum. Bunu anlamadığınız zaman kendinizi
daha kötü hissediyorsunuz." S. 10
"Ama ben yine de hâlâ 12
yaşındaymışım gibi davranmaktan hoşlanıyorum. Herkes söylüyor bunu, özellikle
de babam. Bu biraz doğru sayılır, ama tümüyle de doğru değil. İnsanlar bazen,
bir şeyin tümüyle doğru olduğunu sanırlar. Ben böyle şeyleri pek sallamam, ama
birileri bana yaşıma uygun davranmam gerektiğini söylediğinde canım sıkılır. Bazen
yaşıma göre daha olgun davrandığım da olur -ciddi söylüyorum- ama buna kimse
dikkat etmez. İnsanlar hiçbir şeye dikkat etmiyorlar zaten." S. 14
"Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz
zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde
onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten
iyidir." S. 23
Tek yaptığım, kalkıp pencereye gitmek ve
dışarıya bakmak oldu. Birdenbire kendimi felaket yapayalnız hissetmiştim.
İçimden neredeyse ölmek geçti. S. 50
Nefret ettiğim bir şey de, daha uykum
gelmeden yatağa girmektir. S. 68
Bunlar kesinlikle, filmlerde gülünç bile
olmayan şeylere sırtlanlar gibi gülen o geri zekalılardı. Yemin ederim, ben bir
piyanist ya da aktör filan olsaydım ve bu sersemler de benim olağanüstü biri
olduğumu düşünselerdi, bu durumdan nefret ederdim. Beni alkışlamalarını bile
istemezdim. İnsanlar hep yanlış şeyleri alkışlıyorlar. S. 84
"Moraliniz çok bozuksa,
düşünemiyorsunuz bile." S. 89
"Peki sen kaç yaşındasın?" diye
sordum ona.
"Her şeyi bilecek yaşta." S. 92
"Her şeyi bilecek yaşta." S. 92
Yani liseden veya üniversiteden sonra. Herhalde
çoğu, sersem heriflerle evlenecek diyordunuz. Hep o lanet arabalarının mil
başına kaç litre benzin yaktığından bahseden herifler. Golfte, ya da pingpong
gibi salak bir oyunda size yenildikleri için çocuk gibi kızan herifler. Çok
ters herifler. Çok sıkıcı herifler. Hiç kitap okumayan herifler. S. 118
Demek istediğim şeyi anlatamıyorum.
Anlatabilsem de, anlatmayı isteyeceğimden pek emin değilim. S. 119
Bir şeyi iyi yapıyorsanız, bir süre sonra,
dikkatli olmazsanız gösteriş yapmaya başlıyorsunuz. Ve sonunda da iyi olmaktan
çıkıyor yaptığınız. S. 121
Kasları gelişmişti ama beyni yoktu. S. 129
Kızlar. Ne düşündüklerini hiç
anlayamazsınız. S. 130
"Gerçekten öldüğüm zaman, şöyle aklı
başında biri çıkıp beni denize filan atıverse ne iyi olurdu. Ne yaparlarsa
yapsınlar da, beni lanet bir mezara tıkmasınlar. Pazar günleri millet gelip
karnınızın üstüne bir sürü çiçek filan koyacak, daha bir sürü zırvalık.
Öldükten sonra çiçeği kim ne yapsın?" S. 147
Babamın kafasına sandalyeyle bile vursanız
uyanmaz, ama annem, Sibirya’da öksürseniz, sizi duyar. S. 150
Ama, onu yine de sevebilirim, değil mi?
Bir insan öldü diye onu sevmekten vazgeçmek zorunda mısın? S. 161
Bence, birisi bir şey hakkında en azından
ilginç bir şey söylüyor ve bunu heyecanla yapıyorsa, bırakacaksınız anlatsın.
Bu güzel bir şey. S. 173
"Sakın kimseye bir şey anlatmayın.
Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra." S. 198