Büyük şairlerin hiçbir dizesi harcanıp atılamaz. Bu, dünyayı
güçsüzleştirir. S. 18
Gözlerini kapayıp aklına on bin kitabın
görüntüsünü getirdi. Bütün güç kitaplardaydı. S. 53
Hayat, düşünceleri erkek arkadaştan öteye geçemeyen kızlardan çok daha fazla şey ifade ediyordu. S. 62
Ne söylediğinizi, biraz da nasıl
söylediğiniz belirler. S. 74
Martin o an, Ruth tarafından
şekillendirilmek için ölüp biten bir hamur; Ruth da onu ideal erkek formuna
büründürmek için aynı hevesle yanıp tutuşan bir kadındı sanki. S. 108
O kızın sert bakan gözlerini gördünüz.
Kendi başının çaresine bakmış bir kızın gözleri yumuşak olmaz. S. 121
Aşkın akılla bir alakası yoktu. Sevdiği
kadının doğru veya hatalı yargılarda bulunması önemsizdi. Aşk bunlardan
üstündü. S. 146
Buralara nereden geldiğimi biliyorum,
gidecek daha çok yolumun olduğunu da biliyorum ve gerekirse dizlerimin üstünde
sürünerek de olsa oraya gideceğim. S. 148
Halbuki bu dünya öyle kurulmuş ki,
mutluluk için para şart. S. 205
Köle tiplerden oluşan hiçbir devlet yaşayamaz.
S. 325
Sen bir işi tamamladıktan sonra elde
ettiğin başarıda değil, o işi yaparken buluyorsun mutluluğu. S. 325
Yazamayan insanlar, yazan insanlar üzerine
çok fazla şey yazıyorlar. S. 325
Bir zamanlar öylesine saftım ki; yüksek
mevkilerde oturan, iyi evlerde yaşayan, öğrenim görmüş ve bankalarda hesapları
olan insanları saygı değer kimseler sanırdım. S. 329
“Seni kitap okuyan insanlarla
tanıştıracağım. Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya
değer.” S. 367
Bu, sizin utancınızı bile utandıracak bir utanç rekorudur. S. 411
Merhamet; elinde kalan son ekmeği yanındaki sokak köpeğiyle paylaşmak değildir. Merhamet; köpek kadar açken elinde kalan son ekmeği yanındaki sokak köpeğiyle paylaşmaktır.