Martin Eden, Jack London



Büyük şairlerin hiçbir dizesi harcanıp atılamaz. Bu, dünyayı güçsüzleştirir. S. 18

Gözlerini kapayıp aklına on bin kitabın görüntüsünü getirdi. Bütün güç kitaplardaydı. S. 53

Hayat, düşünceleri erkek arkadaştan öteye geçemeyen kızlardan çok daha fazla şey ifade ediyordu. S. 62

Ne söylediğinizi, biraz da nasıl söylediğiniz belirler. S. 74

Martin o an, Ruth tarafından şekillendirilmek için ölüp biten bir hamur; Ruth da onu ideal erkek formuna büründürmek için aynı hevesle yanıp tutuşan bir kadındı sanki. S. 108

O kızın sert bakan gözlerini gördünüz. Kendi başının çaresine bakmış bir kızın gözleri yumuşak olmaz. S. 121

Aşkın akılla bir alakası yoktu. Sevdiği kadının doğru veya hatalı yargılarda bulunması önemsizdi. Aşk bunlardan üstündü. S. 146

Buralara nereden geldiğimi biliyorum, gidecek daha çok yolumun olduğunu da biliyorum ve gerekirse dizlerimin üstünde sürünerek de olsa oraya gideceğim. S. 148

Halbuki bu dünya öyle kurulmuş ki, mutluluk için para şart. S. 205

Köle tiplerden oluşan hiçbir devlet yaşayamaz. S. 325

Sen bir işi tamamladıktan sonra elde ettiğin başarıda değil, o işi yaparken buluyorsun mutluluğu. S. 325

Yazamayan insanlar, yazan insanlar üzerine çok fazla şey yazıyorlar. S. 325

Bir zamanlar öylesine saftım ki; yüksek mevkilerde oturan, iyi evlerde yaşayan, öğrenim görmüş ve bankalarda hesapları olan insanları saygı değer kimseler sanırdım. S. 329

“Seni kitap okuyan insanlarla tanıştıracağım. Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer.” S. 367

Bu, sizin utancınızı bile utandıracak bir utanç rekorudur. S. 411

Merhamet; elinde kalan son ekmeği yanındaki sokak köpeğiyle paylaşmak değildir. Merhamet; köpek kadar açken elinde kalan son ekmeği yanındaki sokak köpeğiyle paylaşmaktır.



Bu blogdaki popüler yayınlar

Kinyas ve Kayra II, Hakan Günday

Yaşamak, Yu Hua

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali