Ana içeriğe atla

Göğe Bakma Durağı, Turgut Uyar


Göğe Bakma Durağı ile ilgili görsel sonucu
... "mucize" açıklanabilir bir "şey" değildir, tanık oluruz sadece. 
S. 7


Sen nereye, ben oraya, adım adım
İnsan sevdikçe iyileşiyor artık anladım. 
S. 14

Sevinsek de sonunu biliyoruz. 
S. 23

Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız. 
S. 24


Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle dövüşemem. 
S. 24

Bir biz ikimiz varız öbürleri hep çirkin. 
S. 25

İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım 
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından 
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar 
Bu evleri atla bu evleri de bunları da 
Göğe bakalım. 

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım. 
S. 27

Ben iyiyim bunlar da iyi şeyler sen nasılsın.
S. 30

Ben! Çocukları sevdim yaşadım. Dünyaya alışmadım. 
S. 48

Ne kadar hüzün geçmişse dünyadan
Ne kadar acı geçmişse yaşayacağız. 
S. 55

Kapıları tutmaktan artık herkesin nasır oldu elleri. 
S. 59

Şaştım, senin hançerin bu kadar mıydı
Varmadı yüreğime. 
S. 78

Mutsuzluktan bahsetmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
Sevgim acıyor.
...
Ne denmelidir bilemiyorum,
Sevgim acıyor. 
S. 86

Eylül toparlandı gitti işte 
Ekim filan da gider bu gidişle 
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar. 
S. 87

Ey canım, güzel yüzlüm 
Suyunda denizleri bulduğum
Bilmediğim yerlerimdeki sancı 
Bana bir şey söyle güleyim 
Bir şey daha söyle, 
İnandır. 
S. 97

Umarım zaman seni fırsatın varken söylemediğin sözler için bir duvarın dibinde ağlatmaz.

Bir seni, 
olduğun gibi. 
Bir seni, her şeye rağmen. 
Bir seni, 
hâlâ...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali

"... İnsanlara ne kadar muhtaç olursam, onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu..." S: 11 Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir! Niçin bunu anlamakta bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz? S: 38 Dünyada bana hiçbir şey bir insanın zorla gülmeye çalışması kadar acı gelmemiştir. S: 73 Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim. Bu hal gerçi birçok fırsatları kaçırmama sebep olurdu, fakat fazlasını isteyerek talihimi ürkütmekten her zaman çekinirdim. S: 73 "Hayatımda hiç bu kadar mesut olduğumu, içimin bu kadar genişlediğini hatır

Kinyas ve Kayra II, Hakan Günday

  Benim adım Kinyas. Gün ağrıyor. Başım ağrıyor. İsmimi kendime ben verdim. Bitmeyen bir öfke ve bitmeyen bir mutsuzluğun ifadesi. Bütün insanlara kızgınım. Yaşadıkları için. Hayattan midem bulanıyor... Ateşle oynarım. Yeterince benzin ve karşımda oturan adamın ceketinin iç cebindeki çakmakla dünyayı yakabilirim. Benim adım Neron. Geceleri, çaldığım arabalarla gezerim. Tokyo'da doğdum. İki zenciye üç gram kokain karşılığında bileklerimi kestirttim. Sabah uyandığımda okyanus beni yıkadı. Benim adım Steve McQueen. Bütün bildiklerimi kusarak hayatta kalıyorum. David Bowie'yi rüyamda gördüm. Sabah bir gözüm yoktu. Şiir yazdım. Tam üç tane. Birini rendeleyip makarna sosuma kattım. Diğerini yakıp küllerini kum saatine koydum. Biraz zaman kazandım böylece. Sonuncusunu ise şimdi yazdım. İşte geliyor: Sözlerimin sonunu duymadığın zaman.  Cümlelerimin sonunu duymadığın zaman.  Değiştiriyorum son kelimelerimi.  Değiştiriyorum sonumu.             Kendimi ölümsüz olarak gö

Kardeşini Doğurmak, Büşra Sanay

Çocuk çocuktur, masumdur, paktır. Çocukluğunu yaşamalıdır. Çekin kirli ellerinizi, düşüncelerinizi onların üzerinden. s. 9 “Biliyorum ki duyarlı insanların sayısı hiç de az değil ama yeterli de değil; daha fazlasına ihtiyaç var.” s. 18 Eski toplumlarda anne hamileyse ve bi­ri erkek biri kız, ikiz bebek doğurmuşsa öldürülüyorlardı; çünkü anne karnında cinsel ilişkiye girdikleri düşünülüyordu! s. 19 Çocuklar ölüyor üstat. İnsanlar ise her şeyi meşrulaştırıyorlar. s. 24 Benden gitmeyeceğine inandığım insanlar oldu. Çok yanıldım. Sen yanıldın mı böyle hiç? Sırtımı insanlara dayayamayacağımı öğretti insanlar bana. s. 25 Bu toplum tecavüz eden adamın tecavüz ettiği kadınla evlenip mutlu olduğuna inanan bir toplum. s. 32 Şiddetin seslerine tepkisiz kalan komşular müzik sesine tepki gösterirler. s. 35 “Toplumsal cinsiyet eşitliğinde sınıfta kalmış bir top­lumuz, hikâyemiz bu ve Türkiye’nin iyi bir TERAPİYE ihtiyacı var.” s. 37 Kendi evinin içindeki in­sana güvenmeyeceksin de kime güveneceksin