Körlük, José Saramago
Zorunluluklar insana mucizeler yarattırır.
Bakabiliyorsan, gör.
Görebiliyorsan fark et. S. 8
Kadim bir atasözünün bize bıkıp usanmadan öğrettiği gibi, bizim kör,
istavroz çıkaracağım derken gözünü çıkarmıştı. S. 25
Zayıflığımızı belli
etmek istemediğimizde "iyiyim" deriz, hatta ölecek durumda olsak bile
"iyiyim" deriz. Kabaca buna yiğitliğe bok sürdürmemek denir. Olayları
böyle mantıksızca tersine çevirmek yalnızca insan türüne özgüdür. S. 40
Kurbanın kendi celladı üzerinde hiçbir hakkı yoksa adalet yok demektir.
Kendisine saygısı olan bir erkek, karşısına çıkan ilk kişiye özel yaşamını
anlatmazdı. S. 104
Körler ülkesinde tek gözlüler kral olur. S. 109
Kitaplardan öğrendiğimiz, daha çok da deneyimlerimizden edindiğimiz
bilgilere göre, zevk için ya da zorunlu olduğu için erken kalkan biri,
çevresindekilerin horul horul uyumasına öyle pek rahat katlanamaz. S. 111
Önce beslenmeli, sonra örgütlenmeliyiz, bu ikisi yaşamda en önemli şeyler.
S. 114
İnsan gibi yaşamıyorsak, en azından tam anlamıyla hayvan gibi yaşamamak
için elimizden geleni yapalım. S. 123
Belki de her şey gerçek kimliğine körler dünyasında kavuşur. S. 133
Ses, göremeyen insanın görme duyusudur. S. 136
Kör bir polisle, kör olmuş polis arasında fark vardır. S. 144
Korku, insanı kör eder. S. 149
Hiçbir şey söylemezsen seni daya iyi anlarım, hepimiz susalım, sözlerin işe
yaramadığı anlar vardır. S. 179
Taşıması insana daha ağır gelen yalnızca başkalarının ekmeğidir. S. 205
Ölecek olduğumuzu doğduğumuzdan beri biliyoruz, bu yüzden de, bir bakıma
ölü doğmuş sayılırız. S. 206
Asıl körlük, umudun tükendiği bu dünyada yaşamaktı. S. 213
Papaz giysisi giymekle papaz olunmadığı gibi, eline asa almakla da kral
olunmaz. S. 233
Verilen sözler her zaman tutulmaz, bunu kimi zaman zayıflığımızdan, kimi
zaman da bizi aşan, hesaba katmadığımız bir gücün zorlamasıyla yaparız.
S. 234
İnsan aklı, kendi yarattığı canavarlara teslim olacak kadar ileri
gidebiliyordu. S. 255
Ölenler için daima bir özür arıyoruz, sanki sıra bize geldğinde bizi
bağışlamalarını önceden ister gibiyiz. S. 290
Unutma niyetinde olmadığım gibi sana da unutturmam. S. 308
Sessiz kalma en kuvvetli alkışlamadır. S. 310
Her şeye egemen olan zamandır, zaman, kumar masasında karşımızda oturan
öteki kumarbazdır ve bütün kartlar onun elindedir, bizler ancak yaşam
karşılığında o masadan bir şeyler kazanırız, kendi yaşamımız karşılığında. S.
351