Yere Düşen Dualar, Sema Kaygusuz
Kütüphanem bir tür kitap
gömütlüğüdür. S. 12
Kirlenmek, diye geçirdim içimden,
zamanı başka bir akışta durdurmak olmalı. S. 15
Sessizlikle baş edebilmenin tek
yolu bir mazereti güçlü bir nedenselliğe evirebilmekten geçer. Hayal gücümüzün
asla evcilleşmeyecek tırnaklı bir hayvana dönüşmesini başka türlü
açıklayamayız. Kendi hayvanımızla burun buruna kaldığımızda yaşadığımız çaresizliği
de.
Çoğu zaman intikamcı bir hayvandır bu. Ürküntüyü ve hayal kırıklığını olduğundan daha da abartılı yaşar. S. 15
Çoğu zaman intikamcı bir hayvandır bu. Ürküntüyü ve hayal kırıklığını olduğundan daha da abartılı yaşar. S. 15
Biri sizin hakkınızda bir şeyler
geveliyorsa az çok kendisinden bildiği her neyse onu dile getiriyordur.
Kendinde olmayan bir şeyi başkasında göremezsin. S. 18
Her sanmanın mayasında büyülenme ve
yanılsama olsa da, varoluş nedenini bir raslantıdan alır. S. 19
Kimi zaman insanlar acıyı
nerelerine sığdıracaklarını bilemezlermiş. S. 28
Yazıyı ve yazılı hiçbir şeyi
sevmeyişim hayattaki en büyük sırrımdı benim. S. 29
Basitlik ile yalınlık arasında
derin bir uçurum vardır. S. 48
Üzüm ile çekirdeği arasında ezeli
bir anlaşmazlık vardır. Üzümün beyaz eti, dünyanın bir günlük bir yer olduğunu
öğütler; çekirdeğiyse toprağın sonsuzluğunu. S. 54
Ama en çok denizin fırtınayla
boğuşurkenki halini seviyordu. Gençliğini yani. En karmaşık, en saldırgan
olduğu zamanları. S. 56
İçimde büyüyen huzursuzluğa
başkalarının adlarını koymaya başlamıştım. S. 60
İnsanın kendisine kavuşmasından
daha sarsıcı bir birleşme yok. S. 79
Hayal gücü en fazla bildiklerimizle
sınırlıdır. S. 85
Hakkınızda size ilişkin ne kadar
çok şey biliniyorsa o kadar gizemlisinizdir. S. 86
Öğrendiğini ezberine alıyor, hiçbir
bilgiyi etine geçiremiyormuş. Sözüm ona epey bilgili bir adam olsa da asla
bilge olamamış. S. 106
İç içe geçen matruşkaların hazin
yalnızlığı hiç çıkmayacak mı bağrımızdan? S. 108
Durma telaşıyle biteviye bir
hareket kapılmış gidiyorsun. Gölgesizliğe soyunmuş ölümcül bir hareket seninki.
Gölge eşyanın ruhudur. Gerçeği pekleştiren bu ruhu ışıktan koruyamazsın!
Durmak, gece vakti sınır boyları bozulmuş gölgenin, değişken lekesini koruma
çabasıdır. Durmak anımsamaktır. Anımsamayı durduramazsın. S. 120
Ruhlar, ölmüşlerin biz yaşayanlara
bıraktığı bir emanetti o zamanlar. S. 142
Şu anda, burada, içine eriyen mum,
kendini yiyen alev gibi eylemsizliğe tutuklu hayatlarımızı onarmak için kendi
zamanımıza sıçramalıyız. S. 144
Ne de olsa geçmiş, anımsandığı
kadar mutlak ve saftır. S. 154
Dünya büyük bir mecazdı. S. 165
Ne zaman yeni bir yol
denesem hep aynı yere çıkıyorum. S. 195
Biliyor musunuz hikaye
anlatmak dünyanın en zevkli meşgalesi. S. 259
Fakat öyle anlar oluyor
ki, bu ilham perilerinin varlığına yemin edebilir insan. Ne bileyim,
göğsünüzden düşünmeye başlıyorsunuz sanki. S. 290
Bir ruhun nasıl
üşüdüğünü tahmin edemezsin. S. 320
Küt diye yere düşse de
her duam bu âlemden vazgeçmeyeceğim. S. 333