Mülksüzler, Ursula K. Le Guin


“Bütün duvarlar gibi iki anlamlı, iki yüzlüydü. Neyin içeride, neyin dışarıda olduğu, duvarın hangi yanından baktığınıza bağlıydı.” (s.9)

“Ne kadar insan varsa, o kadar değişik duygu vardı.” (s.11)

“Ölmek, kendini yitirmek ve diğerlerine katılmaktır.” (s.13)

“Konuşma paylaşmadır, birlikte yapılan bir sanat.” (s.31)

“İnsanın sevmediği bir işi yapması ahlak dışı değil miydi? İşin yapılması gerekiyordu ama bir çok insan nereye gönderildiklerine pek aldırmıyor ve sık sık iş değiştiriyordu; aslında gönüllü olmaları gerekirdi.” (s.47)

“Sahip olmak yanlıştır, paylaşmak doğrudur.” (s.48)

“Acı çekmek bir yanlış anlamadır.” (s.56)

“Şu acıyı, bu acıyı dindirebiliriz, ama Acı’yı dindiremeyiz. Bir toplum ancak toplumsal acıyı –gereksiz acıyı- dindirebilir. Gerisi kalır. Kök, gerçek olan.” (s.57)

“Düşüncenin doğasında iletilmek vardır: yazılmak, konuşulmak, gerçekleştirilmek. Düşünce, çimen gibidir. Işığı arar, kalabalıkları sever, melezlenmek için can atar, üzerine basıldıkça daha iyi büyür.” (s.67)

“Bir hırsız yaratmak için, bir sahip yaratın; suç yaratmak istiyorsanız, yasalar koyun.” (s.122)

“Eğer bir şeyi bütün olarak görebilirsen, hep güzelmiş gibi görünür. Gezegenler, yaşamlar… Ama yakından bakıldığında, bir dünya yalnızca toz ve kayadan oluşur. Günden güne yaşam daha da zorlaşır, yorulursun, ritmi kaçırırsın. Uzaklığı ararsın, ara vermeyi. Dünyanın ne kadar güzel olduğunu görmenin yolu, onu ay gibi görmekten geçiyor. Yaşamın ne güzel olduğunu görmenin yolu ölümün bakış açısından bakmaktan geçiyor.” (s.165)

“Zamanın geçtiğini, önümüzden akıp gittiğini düşünürüz. Ama ya biz öne doğru, geçmişten geleceğe, sürekli yeniyi keşfederek gidiyorsak? Böyle bir zaman akışı, biraz kitap okumaya benzerdi, anlıyor musunuz? Kitap orada, tümüyle kapağının içinde. Ama öyküyü okumak ve anlamak istiyorsanız, ilk sayfadan başlamalı, sonra ilerlemeli, hep sırayla gitmelisiniz. Böylece evren çok büyük bir kitap, biz de onun çok küçük okuyucuları olurduk.” (s.191)

“Birbirini öldüren ülke adları değil, insanlar.” (s.195)

“Yirmi yaş dolaylarında öyle bir an vardır ki; yaşamının geri kalan kısmı boyunca ya herkes gibi olmayı ya da farklılıklarını erdeme dönüştürmeyi seçmen gerekir.” (s.214)

“Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrim’i satın alamazsınız. Devrim’i yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak. Devrim ya ruhunuzdadır ya da hiçbir yerde değildir.” (s.256)

“İnsanı canlı tutan bir yerden ötekine dolaşmak değil, zamanı kendi yanına çekmek. Zamanla birlikte çalışmak, zamana karşı değil.” (s.264)

“Devrim, düşünen bir akılda başlar.” (s.283)

“Hiçbir şeye sahip olamazsınız. Hele şu ana hiç sahip olamazsınız, eğer onunla birlikte geçmiş ve geleceği de kabul etmezseniz. Yalnızca geçmişi değil, aynı zamanda geleceği de, yalnızca geleceği değil, aynı zamanda geçmişi de! Çünkü onlar gerçek, şu anı gerçek kılan, yalnızca onların gerçekliği.” (s.297)


Bu blogdaki popüler yayınlar

Kinyas ve Kayra II, Hakan Günday

Yaşamak, Yu Hua

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali