Malafa, Hakan Günday
“Tevazu, iki kez iltifat almanın yoludur. Örnek: Ne kadar güzelsiniz!
Hayır, değilim. Evet, öylesiniz. Etti iki!” (s.35)
“Turistler, her şeye inanmak için valizlerini toplamış olan insanlardır.”
(s.38)
“Matematikle hesaplanan hayatlara biraz romantizm katmak için. Bu yüzden
tatile çıkmıyor muyuz? Bu yüzden sinemaya gitmiyor muyuz? Bu yüzden birbirimize
‘seni seviyorum’ demiyor muyuz?” (s.67)
“Düşünce, insanın ölümsüz olan tek organıdır. Sonsuza kadar, yeryüzünün
sırtında zıplayan tenis topları gibi, bir kafatasından diğerine çarpar.”
(s.105)
“İlişki, boşlukların dolması ve dolulukların boşalması üzerine kuruludur.”
(s.112)
“İlk görüşte aşka inandığım gibi, son görüşte aşka da inanırım. Ölürken
yanımda kim varsa ona aşık olarak terk edeceğim dünyayı.” (s.126)
“Türkiye caza benzer. Bir sonraki notanın ne olduğunu tahmin edemezsiniz.
Ve bu yüzden dinlemeye devam edersiniz.” (s.148)
“Unutmak, var olanı yok etmektir. Geriye sadece hayatı sürdürmek için
gerekli olanlar kalır.” (s.154)
“İnsanlar ölür. Her şey ölür. Ama sadece iki şey ayakta kalır: aşk ve
pırlanta. Sonsuza kadar parlarlar. Bir deniz feneri gibi. İnsanlara neyin
değerli olduğunu anımsatırlar. İnsan aşık olunca, taş pırlanta olunca
ölümsüzleşir.” (s.163)
“En tehlikeli olan sanatçılar, kendilerinden ilham alanlardır. Kendinden
ilham alan kişi her şeyi yapabilir. Eseriyle karışmıştır. Neyin kurgu neyin
gerçek olduğu anlaşılamaz. Bir sanat eseri olarak yaşar ve kendinden eser
kalmaz.” (s.171)
“Her şey matematiktir. Dünyadan ne çıkarsa sonuç sıfır olur?” (s.183)
“Dünya bir tezgahtır. Tezgahın hangi tarafında hayat olduğuysa ancak ölünce
anlaşılır.” (s.210)