Sessiz Bahar, Rachel Carson
İnsanlar geleceği görme ve önlem alma yeteneklerini kaybettiler. Dünyayı yok ederek kendi sonlarını da hazırlıyorlar. s. 3
Bu felaket kurbanı dünyada hayatın yeniden doğuşunu susturan ne kötü bir büyü ne de düşman saldırısıydı. İnsanlar bunu kendileri yapmışlardı. s. 3
Albert Schweitzer'in dediği gibi 'ademoğlu kendi yarattığı şeytanın farkına bile zor varır.' s. 4
Dünyanın günümüze kadarki tüm ömrü göz önüne alındığında, yaşamın çevreyi değiştirmesi biçimindeki karşıt etki, göreceli olarak çok az sürmüştür. Sadece bu yüzyılın temsil ettiği dönem, dünyanın doğasını değiştirebilecek derecede önemli bir güç kazanmış olan bir canlı türüne sahiptir - insan! s. 5
Doğayı emrimiz altına almak istiyoruz. Oysa kendimizi bu gezegene uydurmaya çalışsak varlığımızı sürdürebilme şansımız daha yüksek olurdu. s. 7
Peki şu andaki gerçek sorunumuz bir tür fazla üretim değil midir? s. 9
Eğer 'İnsan Hakları Bildirgesi' vatandaşları özel kişiler ya da kamu görevlilerince dağıtılan öldürücü zehirlerden korumaya yönelik bir koşul getirmiyorsa; bu sadece atalarımızın, yüksek derecedeki bilgeliklerine ve ileri görüşlülüklerine rağmen, böyle bir sorunu algılayamamış olmaları nedeniyledir. s. 12
Jean Rostand'ın sözleriyle " 'katlanacaksın!' dayatması bize bilme hakkı verir." s. 13
Bu devir her biri kendi sorununu gören ve olaya daha geniş bir çerçeveden bakma gereğinin farkında olmayan ve bu yaklaşıma hoşgörüsüz uzmanların devridir. Aynı zamanda bu devir, endüstrinin baskın olduğu; neye mal olduğu hemen hiç tartışılmaksızın para kazanmanın hak olduğu bir devirdir. s. 13
Herhangi bir yerde besin zincirinin zehirlenmesi, besin zincirinin her yerde zehirlenmesi anlamına gelir. s. 19
Kamuoyu yarı doğrulardan oluşan sakinleştirici haplarla uyutulmaktadır. Biz acilen bu avutucu yalanlara, tatsız gerçeklerin şekerle kaplanarak sunulmasına son vermeliyiz. s. 24
Otkıranların sadece bitkilere zehirli olduğu ve hayvan yaşamına herhangi bir tehdit oluşturmadığı masalı çok yaygındır, fakat ne yazık ki doğru değildir. s. 34
Sadece bu yüzyılın temsil ettiği dönem, dünyanın doğasını değiştirebilecek derecede önemli bir güç kazanmış olan bir canlı türüne sahiptir - insan! s. 35
Radyasyonun genetik etkilerinden böylesine çok korkarken; çevremize çok büyük oranda yaydığımız aynı etkiye sahip kimyasallara karşı nasıl kayıtsız kalabiliyoruz? s. 37
Gerçekten inanılmaz çeşitlilikteki kirletici ırmaklarda bir araya gelerek, sağlık mühendislerinin üzüntüyle sadece “tortu” olarak adlandırıp geçmekten başka bir şey yapamadıkları birikintiler oluşturmaktadır. s. 40
Yeraltı suyunun kirlenmesi suyun her yerde kirlenmesi demektir. s. 42
Sadece yanlış zamanda yanlış yerde bulunmaları nedeniyle birçok bitki yok edilmiştir. s. 64
Doğanın dengesine onu tahrip etmeden yardım etmek mümkün değil mi? s. 114
Günümüzde başımıza gelenler büyük oranda geçmiş kuşakların biyolojik yetersizliklerinden kaynaklanmaktadır. s. 117
Ve zehir bir kez girdikten sonra bunun temizlenmesi çok zordur. s. 143
Zararsız özellikte olduğu varsayılan bir maddenin etkisi bir diğerinin etkisi ile bütünüyle değişebilir. s. 195
Yaşam bizim idrak edebileceğimizin çok ötesinde bir mucizedir, ona karşı savaşmamız gerektiğinde bile ona saygı göstermeliyiz. s. 275
Avcı ve avlanan tek başına var olmaz, yaşamın zengin ağının bir parçası olarak gerekli olan her şey hesaba katılmalıdır. Belki de ormanlarda biyolojik kontrolün daha geleneksel tipleri ile ilgili fırsatlar daha büyüktür. Fakat ormanlar farklı bir dünyadır ve doğal çevrelere daha yakındır. Burada insanın en küçük düzeyde katkısı ve en yüksek düzeyde karışmaması ile, doğa kendi yolunu bulabilir, ormanı böceklerin gereksiz zararından koruyan olağanüstü ve karmaşık kontroller ve dengeler sistemini bütünüyle kurar. s. 293